Davacının, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı bünyesinde görev yaptığı, devletin güvenliği ve kamu huzuru açısından önem taşıyan bir kurum olduğu belirtildi. Davacının, başvurularının değerlendirilmesi sırasında, kurum içinde yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili yapılan başvurular sonucunda çeşitli iddialarda bulunduğu ve kamu görevlilerini suçlamakla suçlandığı ifade edildi. Ayrıca, davacının internet sitelerine atıfta bulunarak kurumu olumsuz yönde etkileyecek iddialarda bulunduğu belirtildi. Danıştay, davacının işgal ettiği iletişim uzmanlığı kadrosunun görev tanımı içinde bireysel bir başvuru ve faaliyet olarak gerçekleştirilemeyecek şekilde, belirli bir grubun etkisi altında gerçekleşen ideolojik bir durumu yansıttığını ifade etti.
Danıştay’ın kararında, davacının suçlamalarının belirsizlik ve güvensizlik yaratma potansiyeline sahip olduğu, kurumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik olduğu ve sürekli bir nitelik taşıdığı vurgulandı. Davacının işten çıkarılma cezasının, kurum içindeki düzeni ve huzuru koruma amacına uygun olduğuna hükmedildi.
Davacı: Dilekçe hakkımı kullandım
Diğer yandan görev tanımında olmadığı halde kurumda görevli personel ve … başkanı hakkında çeşitli suç isnatlarında bulunulduğu, birlikte görev yaptığı kişilerin haysiyet ve onurunu kırıcı, yüz kızartıcı fiillerle itham edilmesi şeklindeki eylemlerin nitelik ve ağırlık itibariyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiillerle benzerlik gösterdiği, buna karşılık soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak davacı adına verilen cevapların soyut ve mesnetsiz olduğu, Anayasa’nın 14. maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 7/1 maddesi karşısında salt dilekçe hakkının kullanıldığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, davacının sübuta eren eylemleri nedeniyle tesis olunan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunma
T.C. DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2018/2471
Karar No: 2023/752
İSTEMİN KONUSU:
Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında iletişim uzmanı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin dördüncü fıkrası ile birlikte birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca ve 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca iki kez Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin. tarih ve . sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük, mali, sosyal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
… İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davacının, bünyesinde görev yaptığı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının, istihbari faaliyetlerde de bulunan, devletin güvenliği ve kamu huzuru açısından önemi haiz bir kurum olduğu, davacı tarafından, davalı idareye …’de yaşandığı iddia edilen birtakım olaylarla ilgili yapılan başvuruların değerlendirilmesi ile davacının, … Başkanı ile kim olduğu belirsiz birtakım kamu görevlilerini çeşitli suçlarla itham ettiği, … başkanını siyasi olarak hareket etmekle ve personeli fişlemekle suçladığı, . gibi internet sitelerine atıfta bulunarak …’e karşı olumsuz algı oluşturabilecek davranışlarda bulunduğu, …’in siyasi baskılar altında suç işlediğine yönelik birtakım iddialarda bulunduğu, tüm bu iddiaların davacının işgal ettiği iletişim uzmanlığı kadrosunun görev tanımı içinde yapılan bireysel bir başvuru ve faaliyet olarak gerçekleştirildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, söz konusu fiillerin zamanlaması ile süreklilik arzettiği gözetildiğinde belli bir grubun yönlendirme ve ideolojisi doğrultusunda gerçekleştirildiğinin açık olduğu, fiillerin özellikle kurumda çalışan kişiler açısından belirsizliğe, güvensizliğe yol açabilecek nitelikte ve kurumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik olduğu; diğer yandan görev tanımında olmadığı halde kurumda görevli personel ve … başkanı hakkında çeşitli suç isnatlarında bulunulduğu, birlikte görev yaptığı kişilerin haysiyet ve onurunu kırıcı, yüz kızartıcı fiillerle itham edilmesi şeklindeki eylemlerin nitelik ve ağırlık iitibariyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiillerle benzerlik gösterdiği, buna karşılık soruşturma konusu olaylarla ilgili olarak davacı adına verilen cevapların soyut ve mesnetsiz olduğu, Anayasa’nın 14. maddesi ve 657 sayılı Kanun’un 7/1 maddesi karşısında salt dilekçe hakkının kullanıldığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, davacının sübuta eren eylemleri nedeniyle tesis olunan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
İsnat edilen fiillerin oluşmadığı, savunması alınmadan ve soyut iddialara dayalı olarak ceza verildiği, verilen cezanın çok ağır olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacının bünyesinde görev yaptığı idarenin, hassas ve kamu menfaatine yönelik işlem ve eylemlerde bulunan kritik bir kurum olduğu, verilen dilekçeler ile kurumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik ideolojik fiillerde bulunulduğunun tespit edildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Bölge İdare Mahkeme kararının, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kısmının onanması, kararın davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmının, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunlu olduğu, anılan Kanun’un 125. maddesinin (E) bendinde sayma suretiyle belirlenen disiplin suçlarının, benzeri fiil ve haller kapsamında bulunduğundan bahisle yorum yoluyla genişletilmesinin hak ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacağı gerekçesiyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı hakkında, . tarih ve . sayılı Olur’la ideolojik veya siyasi saiklerle kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, iftira ve suç uydurma, gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek, göreve ilişkin sırları açıklamak fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti amacıyla soruşturma başlatıldığı, 06/11/2014 tarihli soruşturma raporunda; … Başkanı hakkında bir takım iddialarda bulunduğu, söz konusu iddialar hakkında açıklama istenilmesi üzerine tekzip edilmiş internet sitesi haberlerinin sunulduğunun belirlendiği, davacının üzerine atılı söz konusu fiillerin sübuta erdiğinden bahisle 657 sayılı Kanun’un birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasının; … Başkanı ve diğer bir kısım şahıslar hakkındaki iftira ve suç uydurma fiilinin sübuta erdiğinden bahisle 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasının teklif edildiği, sonrasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Yüksek Disiplin Kurulunun . tarih ve . sayılı kararıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin dördüncü fıkrası ile birlikte birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi ve 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca iki ayrı Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, temyizen incelenen davanın bu işlemlerin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendinde “İdeolojik ve siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak” fiilleri Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları i…arıyla benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin dördüncü fıkrası ile birlikte birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kısmında 49. maddede belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, kararın bu kısmına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Kararın davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmına gelince;
Uyuşmazlık konusu olayda, UYAP üzerinden yapılan incelemede; davacının disiplin cezasına konu eylemleriyle ilgili ceza yargılamasında … Ağır Ceza Mahkemesi’nin . tarih E:., K:. sayılı kararıyla “siyasal ve askeri casusluk” suçundan 27 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, “terör örgütüne üye olma” suçundan 10 yıl, 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin . tarih E:., K:. sayılı kararıyla “iftira” suçundan 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa’nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunlu olup, söz konusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Bu nedenle davacının, … Başkanı … ile beraber bazı kimselere iftira suçunu işlediğinden, dava konusu işleme dayanak alınan 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları i…arıyla benzer eylemlerden olduğundan bahisle, bu bende göre cezalandırılıp cezalandırılamayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin tüm alt bentleri incelendiğinde; iftira suçunun herhangi bir bentteki suç tanımına benzerliğine de rastlanmamıştır.
Öte yandan, dava konusu işlemin bu gerekçeyle iptal edilmesi halinde davacının, yapılan disiplin soruşturması ile sübuta ermiş olan eylemine uyan yeni bir disiplin cezası ile cezalandırılmasına da hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacının üzerine atılı bulunan “iftira” fiili, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin yukarıda belirtilen dördüncü alt bendi uyarınca, aynı maddenin (E) bendinin alt bentlerinde sayılan fiil ve hallere nitelik ve ağırlık itibarıyla benzer eylem olarak değerlendirilerek, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin buna yönelik kısmı ile ilgili olarak davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Başhekim Yardımcısı Op. Doktor Kadir Kumbul Aday Adaylığı Başvurusu Yaptı!
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddi ile temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden istinaf başvurusunun reddi yolundaki kısmının ONANMASINA,
2. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının, davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden istinaf başvurusunun reddi yolundaki kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak, 21/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.