Açken Sen, Sensin | Diyetisyen Tavsiyesi

Açlık, kimsenin olmasını istemediği ama olmazsa da olmaz dediğimiz bir durum bizim için. Kimi açlığını geçirmek için çeşit çeşit yemeklerin olduğu kral sofraları isterken kimisi ne olursa olsun karnımı doyursun dediği sofralar ile açlığını tokluğa çeviriyor, yani halk dilinde karnını doyuruyor.

Aslına baktığımızda karaciğerdeki glikojen depolarının azalması ile çeşitli hormonlar harekete geçer ve bizde de açlık duygusu oluşur. Böylelikle beyin sinyale uygun bize ‘’yemek ye’’ komutunu verir.

Bizler bu doğal ve olması gereken komutu çok yanlış anlayıp saldırma durumları ile o komutun üzerine çıkıyoruz. ‘’Deve yükü aş olsa, aça az görünür’’ sözü aslında ne kadar doğru. Bizler açlığımızı bir hastalık olarak görüyoruz artık. Açlık, hiç olmaması gereken bir şeymiş gibi davranıyoruz. Halbuki vücutta gerçekleşen biyolojik bir olay ve bize yapmamız gerekeni söylüyor.

İlk olarak açlıkla ilgili yapılan büyük bir yanlışı düzeltelim; açlık ve tokluk vücudun gerçekleştirdiği doğal bir olaydır. Aç hissettiğinizde sakin olun ve ihtiyacınız olanı tüketin.

Özellikle diyete başlayan veya başlayacak olan kişilerdeki korku ‘’Acaba aç kalacak mıyım’’. Diyet, kişinin vücudunun tüm durumların değerlendirilip kişiye uygun miktarda ve çeşitte besin ögesinin bulunduğu bir uygulamadır. Sizin ihtiyacınız olan, yaşamınızı sağlıklı bir şekilde idame ettirmenizi sağlayacak olan besin ögelerinin tümünü içerir.

Diyete başladınız ve kendinizi aç hissediyorsunuz. O halde ilk olarak diyet listesinde size yazılan öğünlerin saatinde tüketimi, öğünlerin içindeki tüm çeşitlerin tüketimi, yazılmış olan çeşitlerin ölçülerine uyumu durumlarının hepsini gerçekleştiriyor musunuz ilk önce kendinize bunları bir sorun ve takip edin. Bunun yanında; su tüketimi, yeterli hareket, stres, düzenli ve yeterli uyku gibi parametreleri de gözden geçirin ve hangisinde problem var bunlara bakın. Eğer ki bunlarda bir problem yok, o halde konuyu daha da açalım.

Çağımızda çalışan kişi sayısı fazla ve kişiler ortalama, günün 08.00-18.30 saatleri arasını trafikte, işte geçiriyor. Sabah kaliteli ve sağlıklı bir kahvaltı yapılmıyor, öğle iş yerinde çıkan yağlı ve besin ögesi yönünden yetersiz, karbonhidrat içeriği çok fazla yemekler tüketiliyor, akşama kadar ortalama 6-8 saatlik bir dilimde de pek bir şey tüketilmiyor. Aslına bakarsak sağlıklı alternatifler tüketilmiyor. Akşam yemeğine gelindiğinde de uzun süren açlık sonrası ve eve gelmiş olmanın rahatlığı ile de müthiş bir tüketim! Bitmedi. Ardından doygunluk hissiyatı gelmediği için atıştırmalıklar gece boyu devam edebilecek. Ardından mide-barsak problemleri, kilo artışları, yorgunluk, halsizlik, uyku hali vs.

Ne yapalım?

Genel anlamda tam ikindi vakitlerinde kan şekeri dengesini sağlama amacı ile sağlıklı bir ara öğün yapılması akşam yemeğinde oluşacak ciddi açlığın önüne geçecek ve küçük bir hamle ile birçok sorunun önüne geçilmiş olunacak. Çözüm basit, uygulayana…

Kısaca bir toparlarsak, açlık doğal bir hissiyattır. Eğer ki gün içinde öğünlerinizi kaliteli ve yazmış olduğum planlamada tüketiyor ve yine aç hissediyorsanız insülin direncinize, açlık şekerinize baktırmanızı tavsiye ederim. Bunun yanında açlık ve tokluk hormonlarının işlevine bakılması gerekir. Herhangi biri veya birkaçına karşı bir direnç veya hormonlarda bir problem mi var, ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir.

Bu parametrelerde de problem yok mu, o halde psikolojik (emosyonel/ duygusal) olarak açsınız demektir. Bu durum sizi yeme bağımlılığına götürebilir ve obezitenin en büyük sebebidir. 

Farkında olalım.

Sağlıkla kalınız.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu