Su İçmek Neden Önemli? | Diyetisyen Tavsiyesi

Sağlığımızı korumak ve yaşamımızı sürdürülebilmek için her zaman suya ihtiyaç duyarız. Su vücudumuzun % 55 – 75’lik bölümünü oluşturmaktadır. Beynimizin %90’ı, kaslarımızın %75’i, kemiklerimizin %22’si, kanımızın %83’ü sudan meydana gelmektedir. Metabolizmanın düzenlenmesi, vücudumuzda meydana gelen reaksiyonlarda suyun görevi vardır. Günlük olarak erkeklerin 3,7 lt, kadınların 2,7 lt sıvı alması gerekmektedir. Su dışında içtiğimiz pek çok sıvı vardır; çay, kahve, meyve suları, bitki ve meyve çayları vb. içeceklerden bazılarının diüretik etkisi olduğundan vücudun ihtiyacı olan su miktarını karşılamayacağı gibi aynı zamanda vücuttaki suyun atımını arttıracağı için sadece su ihtiyacını su içerek almak gerekir. Az su içilirse yorgunluk, dikkat güçlüğü ve hafıza bozuklukları gibi rahatsızlıklar görülebilir. Düzenli su içmeyi gerektirecek birçok nedenimiz var.

Suyun zayıflama üzerine olan etkisi bilinen bir gerçektir. Midede yarattığı hacim sayesinde daha az yemeyi ve metabolizmayı çalıştırarak günlük harcanan enerjiyi arttırmaktadır.

SU İÇMENİN FAYDALARI

Hücrelere oksijen ve besin öğelerinin taşınmasını sağlar ve atık maddelerin taşınarak böbreklerden atılmasını kolaylaştırır. Ağız, göz, kulak ve burun gibi vücut dokularının nemlenmesi ve kurumaması için çok gereklidir.

Kan, gastrik sıvı, tükürük, hamilelikteki amniyotik sıvı ve idrar gibi vücut sıvılarının büyük bir kısmı sudan oluşur. Saçımızdan tırnağımıza kadar bütün hücreler suya ihtiyaç duyar. Beynimizin tamamına yakını sudan oluştuğu için su içmediğimiz takdirde baş ağrısı, migren atakları, konsantrasyon problemleri gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir. Dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığın önlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunur.

Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu minerallerin çoğu suda bulunur. Gribal enfeksiyonlarda vücudumuz suya çok ihtiyaç duyar ve soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini azaltır. Diyetisyenler yeterli su içilirse, sindirim sistemi daha sağlıklı çalışıtığında, toksik maddeler atıldığını ve kabızlık önlenerek mesane ve bağırsak kanseri riskinin de azalacağı unutulmayacak bir gerçek olduğu konusunda aynı fikirdeler.

Susuzluk çektiğimizi anlayabilmek için; idrar rengimiz koyu ve kokusu da keskin ise, cildimiz yaz kış fark etmeksizin pul pul dökülüyorsa, yemek yememize rağmen açlık hissi devam ediyorsa ve yorgunluk hissi ve eklem, kas ağrıları artıyorsa, susuzluktan kaynaklanıyor olabilir.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu