Her şeyi doğru yapıyorsun ancak inatçı kilolardan bir türlü kurtulamıyor musun? 22 hatadan bir kaçını belki sende yapıyorsun!
Tam Anlamı İle Karar Vermeden Diyete Başlamak:Etraftan aldığımız duyumlar, toplum baskısı vb. durumlarla bu yola çıktıysanız maalesef bu yol sizin yolunuz olamayacaktır. Önemli olan sizin istemeniz, sizin inanmanızdır unutmayın; inanmak, başarmanın yarısıdır.
Kısa Vadeli Düşünmek, Sabırlı Olmamak:Aylar, yıllar içinde aldığı, yerleşik hale getirdiği kiloların haftalar içinde kaybetmeyi bekler pek çok birey unutulmamalıdır ki büyük hedeflere küçük adımlarla ulaşılır. Ulaşılabilir ve sağlıklı bir hedef belirlenmelidir. Hızlı ve sağlıksız verilen kilolar korunamayıp aynı ivmede geri alınmaktadır.
Öğün Atlamak:Uzun süre aç kalmak kan şekerimizin düşmesine neden olur düşen kan şekerini yükseltmek için bireyler basit karbonhidrat kaynaklarına başvururlar kan şekeri hızla yükselir bununla beraber insülin normalde salgılanması gereken miktardan çok daha fazla salgılanır ve kısa sürede kan şekerini hızla düşürür ve bu tam anlamıyla kısır döngüdür; 2,5-3 saatte maksimum 3,5 saatte bir öğün tüketimi kan şekerinin regülasyonu ve iştah kontrolünde çok önemlidir.
Yetersiz Su Tüketimi:Besinlerin sindiriminden metabolik atıkların vücuttan uzaklaştırılmasına kadar pek çok aşamada önemli görevler üstlenen suyun %20’lik kaybı ölümle sonuçlanabilir. Kişinin günlük su ihtiyacı 35ml/kg’dır. Pek çok birey su içmediğinden ancak çay ve kahve tüketiminin iyi olduğundan bahseder unutulmamalıdır ki çay, kahve ve gazlı içecekler diüretiktir yani vücudun sıvı gereksinimini karşılamadığı gibi bir de fazladan su atımında etkilidirler.
Yemek Sırasında Su İçmek:Yemek sırasında içilen su midenin elastikiyetini bozarak midenin genişlemesine yol açmaktadır aksine öğünden 15-20 dakika önce içilen su ise midenin bir kısmını doldurarak daha az besin ve daha az kalori ile kişiyi doygunluğa ulaştırmaktadır.
Bilinçsizce İlaç Veya Çay Kullanmak:Bilinçsizce kullanılan ilaçlar ile karaciğer ve böbreğinize ciddi zararlar verebilirsiniz. Kilo verme ve sindirim sistemini aktive etmek adına kullanılan sinameki benzeri bitkilerin kısa vadede çözüm olurken uzun vadede kronik bağırsak tembelliklerine yol açtığı bilinmektedir; ayrıca kalın bağırsak kanserine neden olduğuna dair pek çok çalışma yürütülmektedir.
Sürekli Tartılmak: Sabah uyanınca tartıda görülen rakam ile gece yatarken karşılaşılan değer arasında 1-2 kg fark görülmesi olasıdır; ödem artışı, kabızlık total kiloyu etkileyebildiği için tartıya çıktığınızda kendinizi kilo almış olarak görebilirsiniz. İdeali; haftada bir gün, aynı kıyafetlerle, aynı baskülde, sabah aç karna ve tuvalet ihtiyacını gördükten sonra tartılmaktır.
Düşük Kaloriler Alarak Beslenmek: Besin öğeleri açısından yetersiz ve dengesiz beslenme sağlığınıza ciddi anlamda zarar verir. Bağışıklık sisteminizi bozar; hastalıklara davetiye çıkartır . Kısa vadede hızlı zayıflamanızı sağlarken uzun vadede metabolizmanızı yavaşlatır bir noktadan sonra kilo alır ve veremez duruma gelirsiniz.
Popüler Diyetler Uygulamak: Hiçbir zaman yaşam tarzı haline getirilemeyecek bu diyetleri uygulamak yetersiz ve dengesiz beslenmeye yol açmasının yanında metabolizmayı bozmaktan öteye geçmez.
Aşırı Alkol Tüketmek: Alkol sanılandan çok daha tehlikelidir evet sağlık açısından pek çok zararını zaten biliyoruz ancak kilo kazancı üzerindeki rolü ciddi boyuttadır, yağlanmaya olan ivmesi oldukça yüksektir. 1 gram karbonhidrat ve protein 4 kaloridir, 1 gram yağ 9 kaloridir, 1 gram alkol ise 7 kaloridir; bir nevi yağ içtiğinizi düşünebilirsiniz.
Hızlı Yemek, Çiğnemeden Yutmak: Kişilerde tokluk hissi 20. Dakikadan sonra oluşmaya başlamaktadır yeme süresinin doygunluk üzerindeki etkisi bu yüzden oldukça önemlidir.
Mazeretler Üretmek Ve Onlara Sığınmak: Üşenmek, ertelemek, vazgeçmek. Bunlar hayatınızda olduğu sürece labirentin içinden çıkamayacağınızı üzülerek söylemek zorundayım. Ertelemeyin; istiyorsanız harekete geçmenin tam zamanı.
Light Ürün İse İstediğim Kadar Yiyebilirim İnancı: Light düşüncesi ile aşırıya kaçılmamalıdır; light ürünün de bir enerjisi vardır ve ihtiyaçtan fazla alınan enerji vücutta yağ olarak depolanmaktadır.
Stresli Bir Yaşam: Stres vücutta kortizol adında bir hormon salgılanmasına neden olmaktadır. Kortizol özellikle karın bölgesinde yağlanma sağlayarak kilo artışına neden olmaktadır.
Düzensiz Uyku Uyumak: Yapılan bilimsel araştırmalar günde 7 saatten az uyuyan bireylerde fazla kilo almaya olan meylin yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Çünkü uyku esnasında salgılanan büyüme hormonu yağ yakımına destek olmaktadır.
Yemek Yerken Dikkati Dağıtmak: Yemek yerken kitap okumak, tv izlemek, telefonla konuşmak, çalışmak gibi herhangi bir şeyle meşgul olunmamalıdır. Böylesi bir durumda kişi neyi, ne kadar yediğinin farkına varamadan aşırıya kaçabilmektedir.
Zeytinyağının Fazla Tüketimi: Sıvıyağların katı yağ ve margarinlerden daha düşük enerji içerdiği ve çok daha sağlıklı olduğu görüşünün yaygınlığı nedeniyle tüketiminde sınırlama gözetilmemektedir. Katı da olsa sıvı da olsa 1 gram yağın 9 kalori olduğu ve alınan fazla kalorinin bize kilo artışı olarak geri döneceği unutulmamalıdır.
Diyette Yağı Kesmek: Yemeklere, salatalara hiç yağ eklememek belki zeytin, ceviz dahi yememek. Yağlar vücudumuzun hormonal yapısı için önemlidir, enerji sağlar. A,D,E ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir yağın yetersiz tüketimi söz konusu olduğunda bu vitaminlerin eksikliklerinin yol açtığı komplikasyonlarla karşı karşıya kalınacaktır.
Atılmasın, Ziyan Olmasın Diye Tabakta Yemek Bırakmamak: Midemiz çöplük değil; her birey ihtiyacı olduğu kadar besin tüketmelidir; kişiler bunu davranış haline getirerek farkında olmadan midelerini de büyütmektedirler.
Ekmeği Keserek Zayıflayacağına İnanmak: Pek çok birey diyet denildiğinde ‘ekmeği kes’ der ilk cümle budur ancak makarna, börek, poğaça yenmeye devam edilir.Tam buğday/tahıl ekmekler posa açısından oldukça zengindir, besleyici, doyurucudur ayrıca hiç yağ içermez, karbonhidratı böylesine masum ve besleyici kaynaktan almak varken tamamen beslenmeden çıkarmak doğru değildir. Yapılan araştırmalar ekmeği beslenmesinden çıkartan bireylerdeki başarısızlık oranının oldukça yüksek olduğunu zaten göstermektedir.
Akşam 6’dan Sonra Yemek Yemeyerek Zayıflayacağına İnanmak: Metabolizmanın aktif olarak çalışması adına az az ve sık besin tüketimin önemi tartışmasızdır. Gece yapılan protein içerikli bir ara öğün ile (süt, yoğurt, ayran gibi ) gece boyu kan şekeriniz dengede kalır. Dikkat etmeniz gereken nokta son öğünün uykudan 2-2,5 saat önce yapılmasıdır.
Kahvaltıyı Atlamak: Doyurucu, protein kalitesi yüksek bir kahvaltı ile gün içerisinde alınacak kalorinin %30 oranında azaltılması mümkündür. Uyandıktan ne kadar kısa süre sonra kahvaltı yapılırsa kişi için o kadar iyidir ; kahvaltı ile metabolizmada yeni güne merhaba diyecek ve aktif bir şekilde çalışmaya başlayacaktır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.