O kadar sık konuşulan bir konu ki; yağ yakan çaylar, 5-7 -10 karışımlı çaylar vs. Sunulan o kadar çok şey var ki. Özellikle kişilere dayatılanlar da var.
Bir makale okudum geçenlerde. Aslında ondan bu konuyu seçtim .Orda da başka bir yerden alıntı yapılmış ‘’Biz bitkileri aldık, bardaklara doldurduk, içtik ama bize zararı olabileceğini düşünmedik? ‘’yazıyordu.
Doğru miktarlarda tüketildiğinde vücuda fayda sağlayan bitkisel çaylar doz aşımı yapıldığında zehirleyici(toksik) etki gösterip ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Bitkilerde bulunan bazı bileşenler ilaçların etken maddeleriyle etkileşime girebiliyor. Son yıllarda aktarlarda, market raflarında o kadar çok miktar ve çeşit artışı yaşanıyor ki.
Evet bitkilerin metabolizmamız üzerinde mucizevi etkileri var. Kansere karşı savaşan, yüksek antioksidan içeren, bağışıklık sistemini destekleyen ve kan şekerimizi dengeleyen, metabolizmayı hızlandıran yeşil çay, soğuk algınlığına karşı ekinazya ve ıhlamur, boğaz enfeksiyonlarında adaçayı, c vitamini deposu kuşburnu gibi.
Peki bu çok umut vadeden karışımlar veya bitki çayları hakkında herşeyi biliyormuyuz? Bitki çaylarının faydaları kadar zararları da olabiliyor. Aktarlardan poşet poşet aldığımız bu çaylar tüketilmeden önce bizde var olan hastalıklarıda düşünmek gerek. Bulunan her bitki çayı içilmemeli.
Bunlarla ilgili birkaç örnek vermek gerekirse;
Özellikle çok sık tavsiye edilen diyetlerinde bir parçası olmuş yeşil çayı hipertansiyonu olan kişiler dikkatli tüketmeli. Aşırı tüketimde kafeinden kaynaklı çarpıtıyı tetikliyor. Günlük tüketim 1-2 fincanı geçmemeli.
Günlük hayatta çok sık tüketilen şifalı baharatlardan olan kekik, idrar enfeksiyonlarından, sindirim problemlerine birçok faydaya sahip. Ancak tansiyon düşürücü etkisi de var.
Hamilelikle bulantıyı önlediği için önerilen zencefilin fazla tüketimi düşük riski meydana getirebileceği için uzman kontrolünde tüketilmeli. Güvenli doz aralığı öğrenilmeli.
Sinemaki yine zayıflama çayı adı altında sıkça karşımıza çıkan kabızlığa faydasıyla bilinen bir bitki. Yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlarda, haftada 2-3 kereden fazla tüketildiğinde bağırsakta kalıcı hasarlara sebep olabiliyor ve uzun süreli kullanımda bağırsak tembelliğine neden oluyor.
Kemoterapi hastalarına sıklıkla önerilen zerdeçal içindeki kurkumin ile kanser ve iltahaba yol açan maddelerin oluşumunu önlüyor. Ancak safra kesesinde taş olanlar kullanmamalı.
Kuşburnu içerisindeki C vitamini ile bağışıklığı güçlendiriyor. Ancak fazla tüketimi kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor.
En önemliside her zaman paket üzerinde ifade edilen çayı içmiyor olabiliriz. Bilinçli tüketip bileşenlerini iyi incelemekte fayda var.
Bitki çaylarının insan vücuduna pek çok faydası var. Faydalarının yanında zararlarının da olabileceğini ihmal etmemek gerekiyor. Beslenme her nasıl kişiye özelse tavsiye edilen destekleyici bitki çayları da kişilerin durumlarına göre olmalı.
Sizlerde kronik bir rahatsızlığınız varsa uzman görüşüne başvurmadan, ilaçlarınızla etkileşimleri olan bileşenleri öğrenmeden sunulanları gözardı edin. Zayıflamak, daha iyi olmak için sağlığı tehlikeye atmamakta fayda var. Destekleyici ürünlerle birlikte sağlıklı ve dengeli bir beslenmeye geçilmediği sürece mucize hiçbir karışım yok. Bu yüzden bitki çayları bardak bardak tüketilmemeli. Hiçbir bitki çayı tek başına sağlık veya mucize değildir.
Ünlü bilim insanı Paracelsus’un çok sevdiğim sözü; Bütün maddeler zehirdir, zehirle ilacın tek farkı dozdur.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.