Anti – Aging Beslenme
Yaşam üslubumuz ve yeme alışkanlıklarımız , genetik mirasımızın müsaade verdiğinden daha uzun, daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat geçirmemize yardımcı olabilir.
Seçtiğimiz besinler, içerdikleri besin ögeleri sayesinde hastalıkları önleyebiliyor , ömür müddetimizi ve kalitesini artırabiliyor ve biyolojik saatimizi geriye alıp, genç ve hoş görünmemize dayanak olabiliyor.
Güzellik her ne kadar ilah vergisi bir özellik olarak kabul edilse de bunu ortaya çıkarabilmek, güzelleştirebilmek aslında sizin elinizde. Sağlıklı, pürüzsüz,ışıl ışıl bir cilde sahip olup,takvim yaşını geride bırakmış görünebilmeyi hangi bayan istemez ki? Bunun için her vakit kıymetli kozmetiklere yahut tedavi yollarına yatırım yapmak kâfi olmuyor maalesef. Hoşluk içten de desteklenmelidir. Cildinize bir krem sürdüğünüzde o an için hissettiğiniz ışıltıyı seçtiğiniz besinlerle daha tesirli hale getirebilirsiniz. Hakikat bir beslenme tazıyla günden güne, aydan aya ve yıllar geçtikçe kendinizdeki değişimin farkına varabilirsiniz. Bunun için beslenmenizdeki yanlışları düzelterek , gerçek stratejileri benimsemelisiniz.
Yaşlanmayı Önleyici Beslenme Stratejileri:
• Güç alımının sınırlanması :
Yapılan bilimsel çalışmalar kalori kısıtlamasının ömür müddetini uzattığını ve yaşlanmayı geciktirdiğini göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde bedendeki hücre oksidasyonunu düşüren sirrtuin denilen proteinleri artırarak bu etkiyi gerçekleştirdiği görülmüştür Lakin tabiki hayat işlevlerinin devamı için gerçek olan makul bir oranda kalori kısıtlaması yapılmasıdır. Çok düşük kalorili diyetler beraberinde birçok sıhhat sorununu getirebilir.
• Glikasyon önleyici beslenme :
Yaşlanma tuzakları ortasında olan glikasyon; kandaki şekerin rastgele bir nedenle fazlalaşması sonucu kanımızdaki birtakım unsurlar yahut vücudumuzdaki kimi dokuların bu fazla şeker ile bir cins karamelizasyon sürecine girmesi, yapısının bozulup yıpranması manasına geliyor. Rastgele bir molekül şekerle tepkiye girerek sakızlaşırsa yapışkan ve yaşlandırıcı bir formata dönüşebiliyor, hasebiyle o doku ya da organ beklenenden daha süratli yaşlanıyor .Örneğin fazla şeker ciltte kollajen dokuya yapışıp onu esnemez hale getirebilir, cilt daha süratli yaşlanır, kırışıklıklar derinleşir . Kan şekerini ansızın sıçratan yüksek GI pahasına sahip besinler (şekerli besinler, tatlılar, hamur işleri ve pastalar, beyaz ekmek-pirinç-makarna) insülin düzeyini artırarak gilikasyona neden olduğundan bu besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
•Yağ tüketiminin azaltılması /doğru yağ tercihi:
Diyetteki yağ kısıtlaması, yaşlanmayı geciktirmede değerli bir role sahiptir. Beslenme planımızda yağdan gelen gücün toplam gücün %25-30’ unu geçmemesi gerekiyor .Bu oran kadar seçtiğimiz yağ çeşitleri de ehemmiyet taşır. Yaşlılığa karşı olumlu tesirleri karşılaştırıldığında zeytinyağının yıldızı biraz daha yüksektir. Zeytinyağı içerdiği oleik asit, polifenoller ve E vitamini sayesinde, güçlü antioksidan yapısıyla ve kan yağları üzerindeki uygunlaştırıcı tesirleri nedeniyle ömrü uzatıyor. Omega 3 yağ asitleri tarafından varlıklı besinler de ( somon,uskumru, semizotu,keten tohumu,ceviz) yaşlılık ile savaşmada ve cilt yapısını güzelleştirmede epey tesirlidir.
• Yüksek lifli beslenme :
Yediklerinizin sindirim sisteminizi ne kadar süratli yahut yavaş yaşlandırdığı üzerinde son derece kıymetli tesirleri vardır.Yalnız lifin yanında kâfi su tüketimi değer taşır. Su olmadan lif çoğunlukla betona döner. İkisi birlikte yediklerinizi hacimli ve yumuşak tutarak, bağırsaklara çok fazla basınç yapmadan sindirim sistemindeki geçişlerini kolaylaştırır. Bağırsaktaki kanserojen unsurlar liflerle birlikte inançlı bir formda atılır. Meyve-sebzeler, tam taneli tahıllar, baklagiller, yulaf, tam tahıllı kahvaltılık gevrekler lif tarafından zengindir.
• Tuz tüketiminin azaltılması :
Tuz ,doğal olarak besinlerin içerisinde bulunur. Yemeklere çok tuz ekleme yahut salamura besinlerin fazla tüketimi sonucunda hücre için çok değerli olan su hücre dışına çekilir, hücre de sıhhat ve elastikiyetini kaybeder. Cilt dokusunun canlı ve sağlıklı kalabilmesi için, çok tuz ve tuzlu besinlerden kaçınılmalıdır. Tuz tüketiminizi günlük 5-6 g ile sonlandırın. ( ortalama 2-2,5 çay kaşığı-silme )
• Kâfi su tüketimi :
Genç ve sağlıklı bir cilt için SU İÇİN! Güzel nemlendirilmiş bir cildin kırışıklıklara karşı direnci artar. Günlük ortalama 8-10 bardak su, cildinizi kuruluktan koruyan, cilt yaşınızı gençleştiren en kıymetli ilaçtır.
• Kafein tüketiminin sonlandırılması :
Aşırı kafein alımı, diüretik tesiriyle bedeni susuz bırakarak,ciltte nem kaybına, kırışıklıklara,erken yaşlanmaya neden olur.
Yetişkinler için önerilen azamî kafein ölçüsü 300 mg’dır. Yani yaklaşık olarak 3-4 kupa çay-kahvedir.
Antioksidanlardan varlıklı beslenme:
Antioksidan besinler, yaşlanma ve bununla ilgili kronik sıhhat meseleleriyle savaşırlar. Oksijenin öbür unsurlarla birleşmesini önleyerek bedendeki unsurların okside olmasını pürüzler. Antioksidan tarafından varlıklı beslenme için tabiat aslında renklerle bize yardımcı oluyor. Kırmızı, mor, yeşil, sarı, turuncu, hasılı bol renkli harika yiyecekler, içlerinde çok kıymetli antioksidan unsurları barındırıyor.
İşte yaşlanmaya karşı HARİKA ANTİOKSİDAN BESİNLER :
• Elma
• Kımızı/mor üzüm, çilek,kiraz,yaban mersini
• Brokoli,brüksel lahanası,ıspanak
• Somon
• Kuru fasulye,nohut,barbunya,mercimek
• Domates,karpuz,pembe greyfurt
• Limon/limon kabuğu
• Badem,fındık,ceviz
• Soğan/Sarımsak
