İnsanlar doğduklarında çaresizdir ve bakımını yapacak başka kişilere muhtaçtır. Çocuğun ilk ilişki kurduğu kişi, bakımını yapan annesidir. Aile çocuk için güven ve korunma alanıdır. Ancak aile bireylerinden gelen bir tehdit, çocuğun bu düşüncesini yıkar ve çocuğun güvenli dünya algısı sarsılır. Çocuk istismarının hangi türü olursa olsun çocukta ilk basta psikolojik yıkıma ve var olan bilişsel şemaların dağılmasına neden olur. Aile çocukların en güvende oldukları yer olmasına karşın aynı zamanda en çok risk altında oldukları yerdir. Çocuklar istismara yabancılardan daha fazla aileleri tarafından maruz kalmaktadır.
Olağan baş etme yolları ile üstesinden gelinemeyecek denli ağır olan ve özellikle stres boyutlarını aşan sarsıcı yaşantılar kişinin ruhsal yapısı üzerinde etkiler bırakır. Çocukluk çağında karşılaşılabilecek travmatik olaylar arasında doğal afetler, ölüm, tıbbi hastalıklar gibi insanlardan bağımsız olaylar olabileceği gibi dövülme, eleştirilme, ihmal, cinsel taciz gibi insan eliyle yapılan kötü muameleler sayılabilir. Bununla birlikte görünüşte stres verici bir olay gibi durmasa da model çocuk olarak yetiştirilme, yaratıcılığın kısıtlanması ve tek odaklı düşünmeye alıştırılma, duygu ve paylaşımdan yoksun aile ortamı, anne ya da babanın tutarsız davranışları da travma etkisi yapabilmektedir. Çocukluk çağı travmaları çocuğun sağlığına, gelişimine veya haysiyetine fiili olarak veya potansiyel bir zarara neden olan fiziksel ve duygusal kötü muamele, cinsel taciz ve ihmal türlerini içerir. Bu olayların beklenmedik oluşu, kişinin kontrolü dışında olması ve onda çaresizlik ve güçsüzlük duygularını yaşatması travmatik olayların ortak özelliğidir.
İstismara maruz kalmış çocuklar hemen hemen tüm gelişim alanlarında ruhsal ve davranışsal sorunlar göstermektedir. İstismarın gelişimsel sonuçları, ne kadar erken başladığına ve süreğen olup olmamasına bağlıdır. Travmayla ilişkili belirtiler zamanla şiddetini kaybeder gibi görünürken, olaydan yıllar sonra bile travmayı hatırlatan şeyler yüzünden ortaya çıkabilir. Çocukluk çağı travmalarının gelecek yaşamdaki psikopatoloji gelişimine zemin hazırladığı yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Depresyon, panik bozukluğu, alkol ve madde kullanımında artış, kişilik bölünmesi, uyum bozukluğu gibi geniş bir yelpaze içinde ruhsal hastalıklar görülebilir. Travma sonrası ortaya çıkan tepkiler tek tip olmamakla birlikte, travma dışında farklı nedenlerle de görülebilir. Bununla birlikte çocukluk çağında cinsel istismar ile kişilik bölünmesi, kendine zarar verme ve yeniden mağduriyet arasındaki ilişki çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur.ıı9
Çocukluk çağında yaşanan ihmal ve istismarın, farklı psikopatolojik sorunlara etkide bulunduğu yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır. Yaptığımız araştırma sonucuna göre ise psikiyatrik tanı almada çocukluk çağında yaşanan cinsel istismarın önemli bir faktör olduğu sonuçlardan biridir. Bu sonuçtan hareketle, uygulanacak tedavi sürecinde bireylerin cinsel istismar yaşantılarına odaklanmanın önemli olacağı söylenebilir. Buna göre erişkin psikiyatri hastalarında başta cinsel istismar olmak üzere çocukluk çağı travma yaşantılarının sorgulanması önemli kabul edilebilir. Çocukluk çağında yaşanan travmaların yetişkin yaşamdaki etkilerinin, bilimselliği kanıtlanmış psikoterapi yöntemleri ve uzman desteği ile üstesinden gelmek mümkündür.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.