Halk ortasında kilo ile sıhhat ortasında çok sıkı bir bağlantı olduğuna ve şişman insanların sıhhatsiz olduğuna dair bir güçlü bir niyet vardır. Bilimsel çalışmalarda şişmanlığı sınıflandırmak için gıdıklı, balıketi, göbekli v.s. üzere kavramlar kullanılmaz. Beden Kitle İndeksi (VKİ) dediğimiz bir ölçü ünitesiyle şişmanlık kendi içinde sınıflandırılır. Çok yakın bir tarihte Amerikan toplumunda yapılan bir çalışmada VKİ ile kalp sıhhati ve metabolik durum ortasındaki bağ araştırılmış, milyonlarca insanın tansiyon, trigiliserid, kolesterol, glukoz, insülin direnci ve CRP dataları karşılaştırılmıştır. Yapılan tahliller sonucu çok kilolu insanların yarıya yakınının gerçekte kalp açısından sağlıklı olduğu görülmüş. VKİ olağan (fit) insanların da %30 kadarının kalp-metabolizma açısından sıhhatsiz olduğu bulunmuş.
Harika şişman olarak sınıflandırabileceğimiz beşerler ortasında bile sıhhat sorunu yaşamayan insanların (%16) olabileceği gözlenmiş.
Şimdiye kadar yapılan araştırmalar kilo fazlalığı olmasına karşın tertipli idmanlarla etkin ve hareketli bir hayat sürenlerin zayıf fakat hareketsiz olanlara kıyasla kronik hastalıklara daha az yakalandığına dair dataları ortaya koymuştur.
Hafif kilolu diyebileceğimiz insanların şeker, kalp damar hastası, hatta böbrek hastası olmalarına karşın zayıf şahıslara oranla daha sağlıklı bir ömür sürme ve daha uzun yaşama bahtının yüksek olduğu ortaya konulmuştur.
Tıpta buna “obezite paradoksu” yani ‘’Allah Allah nasıl oluyor da daha sağlıklı olabiliyor bu tombikler’’ deniyor.
Sonuç olarak hafif yahut orta derecede kilolu insanlarda, çok zayıf, yağ oranı çok düşük olan insanlara nazaran yaşlılığa eşlik eden kronik hastalıklar (Diyabet, kalp ve böbrek hastalıkları) daha az tahribat yapıyor.
Benim üzere ömrü boyunca kilo sorunu yaşayan ve diyet çabası hiç bitmeyen beşerler için bir ölçüde teselli olabilecek bilgiler olsa da yeniden de yürüyüş başta olmak üzere uygun aktivite ve sportif faaliyetlerden uzak durmamak gerekir.
Aman Haaaa… Canan Hanıma Dikkat…
Kendisini tanımam Sayın Eyüp Elmas’ın yazılarını bazen ilgi ile okurum. Köşesinde ”Öteki gündem ilaçsız yaşam” başlığıyla Prof. Dr. Canan Karatay’ın bir programda izleyicilerle paylaştığı bilgileri yazı haline getirmiş. Bilhassa memleketler arası ilaç mafyası tabiri beni çok rahatsız etti. Arşivde bu mevzularla ilgili çok sayıda yazılarım var. Bilhassa çağdaş tıpla birlikte ortalama hayat müddetlerinin ne kadar uzadığına, yeni ilaç geliştirme çalışmalarının ne derece masraflı ve üst seviye bilgi isteyen ve sıkı denetim altında işler olduğuna, bitkisel tedavi ismi altında hekim bile olmayan çok sayıda soytarının insanların manevi hislerini sömürüp olmayacak ümitler vaat ettiğine dair fikirlerimi sizinle paylaşmıştım. Bilhassa ABD idaresi halkı yanlış yönlendiren sıhhat reklamları karşısında son derece acımasız. Yakın tarihte küresel bir firma bu nedenle 2 milyar dolar cezaya çarptırıldı. Bizler daha her hastalığa yeterli gelen özgün yaprakları satan saray soytarılarının reklamını engelleyemiyoruz
Canan Hanım maalesef miadını doldurmuş, polis taklidi yaparak PKK’nın çizgisini ele geçirdiğini söyleyen insanların bir telefonuyla konutundaki tüm parayı dolandırıcılara verecek kadar saf ve toplumdan uzak bir kişi. Medyada ters fikirleri olduğu için yahut bilmediğimiz ilişkilerden ötürü sıklıkla kendine yer buluyor. Daha evvel gebelik sırasında yapılan şeker yüklemesinin kalıcı bozukluğa yol açtığına ve kolesterolün kalp hastalıklarıyla alakasının olmadığına dair akıl almaz açıklamaları nedeniyle tüm şimşekleri üzerine çekmişti. Artık de ekmeğin sıhhate olumsuz tesirleri nedeniyle fırıncılara yargısız infaz uyguluyor. Elinde sağlam datalar olmadan çok abartılı çıkarımlarla halkı yanlış yönlendiriyor.
Sonuç olarak çağdaş batı tıbbında işler bahsedildiği biçimiyle mafyaların ilaç çalışmalarını yönlendirmesiyle olmuyor. Hele hele bilimsel yayınların birçoklarının küçük bir takım tarafından yapıldığı bilgisi saçmalığın daniskası. Bu beşerler maalesef bizlerden kat be kat ahlaklı, çalışkan ve dürüst beşerler. Tabiplerde çoğunluk itibariyle bu mafyalarla enseye şaplak ilgi içinde kongreler karşılığı ilaç yazan beşerler değil. Ortamızda çürük beşerler yok mu? Her bölümde olandan çok daha az.
Lütfen siyasette kullanılan ve her cürmü üst akla havale eden mantığı sıhhatle ilgili bahislerden uzak tutalım
Surçi lisan ettiysek affola…
2 dakika okuma süresi
