Kalp Damar Hastalıkları | Dyt. Beyza Yalav

Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) kalp veya kan damarlarının hastalıklarını içeren bir hastalık grubudur. Koroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalık, romatizmal kalp hastalığı, kalp yetmezliği, hipertansiyon, konjenital kalp hastalığı, derin ven trombozu ve pulmoner emboli bu gruba dahil olan hastalıklardır.

Kalp damar hastalıkları dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm sebebidir. Ülkemizde 2018 TÜİK verilerine göre ölüm vakalarının %38,4 ‘ü ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer almaktadır. Dolaşım sistemi hastalıklarına baktığımızda ise ilk sırayı %39,7 ile Kardiyovasküler Kalp Hastalıkları oluşturmaktadır. Bu verilere göre Kardiyovasküler Hastalıklar küresel ölçekte uzun bir süre daha bir numaralı ölüm sebebi olacağı tahmin edilmektedir.

Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) için risk faktörlerine bakacak olursak;

  • Yaş : Yaşlanmaya bağlı olarak Kalp Damar hastalıkları görülme riski artmaktadır. Kalp hastalıklarından ölenlerin yaklaşık % 80’i altmış yaş üzerindedir.

      (erkeklerde ≥45, kadınlarda ≥55 veya erken menopoz)

  • Genetik yatkınlık : Birinci derece akrabalardan erkekte 55, kadında 65 yaşından önce kalp hastalığı bulunması birey için risk faktörünü yaklaşık %25 oranında artırır.
  • Dislipidemi : Kısaca kan yağlarından kötü kolesterol olarak bilinen LDL’nin ve trigliseritin yüksek, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’nin düşük olmasıdır. Bu parametreleri ayrı ayrı inceleyecek olursak;
  1. LDL (Düşük Yoğunluklu Lipoprotein): Kanda LDL kolesterol düzeyi yükseldikçe kardiyovasküler risk artar.  Yapılan çalışmalara göre kandaki LDL kolesterol düzeyi 100 mg/dl’ den düşük olmalıdır. Bu düzeyin 130 mg/dl’nin üzerinde olması halinde kişinin yaşam tarzı değişikliğine gitmesi kesinlikle önerilir. Kişi serum LDL düzeyini düşürmek için beslenmesinde toplam diyet yağını azaltmalı, doymuş yağlar yerine doymamış yağları tercih etmeli, diyet posa miktarını arttırmalı ve düzenli fiziksel aktivite yapmalıdır. 
  • Hipergliseridemi: Serum trigliserit düzeyinin hastalık riski oluşturmaması açısından istenen düzeyi 150 mg/dl nin altıdır. Bu değerin yükselmesi durumunda kişinin beslenme alışkanlıklarını iyileştirmesi, ideal kilosuna ulaşması ve düzenli fiziksel aktivite yapması önerilir. Kan trigliserit düzeyinin 500 mg/dl den fazla olması hastalıklar açısından yüksek risk teşkil eder.
  • HDL (Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein): Düşük HDL kalp hastalığı riskinin güçlü bir göstergesidir. Kandaki HDL kolesterol düzeyinin ideal aralığı 40-60 mg/dl olarak belirlenmiştir. Özellikle 35 mg/dl den düşük olması istenmez. HDL kolesterol düzeyini yükseltmek için bireyin şişmansa ideal vücut ağırlığına inmesi, diyetinde toplam yağ içeriğini azaltması, doymuş yağlar yerine doymamış yağları tüketmesi, eğer içiyorsa sigarayı bırakması ve fiziksel aktivitesini arttırması gerekir.
  • Hipertansiyon: Erişkin bireyde sistolik kan basıncının 140 mmHg, diyastolik basıncın 90 mmHg’den yüksek olması hipertansiyon olarak tanımlanır ve bu birçok hastalık için risk oluşturur. Bu kişilerde ilaç tedavisinin yanı sıra diyet tedavisi ile kan basıncı normal aralığa çekilmelidir. Diyet tedavisinde uygulanabilecek öneriler şu şekildedir; günlük tuz tüketimi 5 gramdan az olmalıdır, diyette yeteri kadar potasyum ve magnezyum bulunmalıdır, alkol kullanımı kısıtlanmalı ve fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
  • Sigara: Sigara en önemli risk faktörlerinden biridir ve kullanımı ile kardiyovasküler hastalık riski iki kat artırmaktadır. Bu risk pasif içiciler için de geçerlidir.Yukarıda belirttiğimiz üzere sigara, HDL kolesterolü düşürürken LDL kolesterolü yükseltir ve kan damarlarında enflasyonu tetikler.
  • Diyabet: Araştırmalara göre diyabetli bireylerin 10 yıllık süre içinde ciddi kalp hastalığına yakalanma riski %15-25 arasındadır. Bu yüzden bireylerin kan şekerinin kontrol altında tutulması gerekir.
  • Obezite: Obezite, morbidite ve mortalite artışı ile ilişkili bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite ölçütü olarak kullanılan beden kütle indeksi (BKİ) 30 kg/m2’den fazla olan bireyler obez olarak sınıflandırılır. BKİ’deki bir birimlik artış koroner arter hastalığı mortalitesinde %4-5 artışa neden olmaktadır. Karın içindeki yağ kitlesinin artması ile karakterli android şişmanlık kardiyovasküler riski özellikle artırır. Bireyin obezite durumunda uzman desteği ile zayıflaması gerekmektedir.
  • Stres: Stres durumu kişilerde kan basıncının artmasına bağlı olarak kardiyovasküler hastalık riskini arttırır. Stres azaltma teknikleriyle bu risk azaltılmalıdır.

Risk faktörleri açısından değerlendirildiğinde KVH’lar büyük ölçüde önlenebilirler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kan basıncı, diyabet, obezite, kolesterol ve sigara kullanımı kontrol edildiği sürece Kalp Damar Hastalıkları riski %50 oranında azaltılabilir. Dünyada ölümlerin büyük bir kısmını oluşturan bir hastalık için bu oran azımsanmayacak derecede önemlidir. Bu sebeple KVH açısından yüksek riskli bireylerin erken tespit edilip korunmalarının sağlanması gerekir.

Bu risk faktörlerinin azaltılması büyük ölçüde beslenme alışkanlıkların iyileştirilmesi ile mümkündür. Peki bunlar nasıl değişikliklerdir diyorsanız buyurun genel beslenme tavsiyelerine…

Kalp Damar Hastalıkları Genel Beslenme Önerileri:

  • Şişman bireyler ideal vücut ağırlığına ulaşmalıdır. (BKİ değeri 20-25 aralığında olmalıdır.)
  • Beden kütle indeksi dışında bel/kalça oranının kadınlar için 0.8’den erkekler için 1’den fazla olmamasına dikkat edilmelidir.
  • Beslenmenizdeki yağ miktarı enerjinin %30’unu geçmeyecek şekilde olmalıdır.
  • Doymuş yağlar (tereyağı, margarin, iç yağı) yerine doymamış yağlar (zeytinyağı gibi bitkisel yağlar) tercih edilmelidir.
  • Karaciğer gibi kolesterol içeriği yüksek besinler diyetten çıkarılmalıdır.
  • Diyet posa tüketimi arttırılmalıdır. Bu nedenle günlük 5 porsiyon kadar sebze-meyve, haftada 2 kere kurubaklagil ve diğer tahıl ürünleri tüketilmelidir.
  • Tuz tüketimi günlük 4-6 gram ile sınırlandırılmalıdır.
  • Sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
  • Günde 8-10 bardak kadar su içilmelidir.
  • Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır.

Stajyer Diyetisyen Esra Uğurlu

Başa dön tuşu