Kurban Bayramı’nda Nasıl Beslenmeliyiz? | Diyetisyen Tavsiyesi

“Ah o eski bayramlar nerede..” diye geçmişe özlem duyacağımız bir kurban bayramı bizleri bekliyor. Ülkemizi, hatta tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla mücadele ederken, hepimiz geçmişte kalan bayramları hasretle yad ediyoruz.

 İçinde bulunduğumuz dönemin hassasiyetine de dayarak, kurban bayramını en sağlıklı şekilde geçirmek adına , bu yazıyı hazırlamak istedim.

 Diliyorum ki; en kısa zamanda daha normal, daha sağlıklı, daha bilinçli bir şekilde hayatlarımıza devam edebiliriz.

 Peki kurban bayramında nasıl beslenmeliyiz?

• Her zaman olduğu gibi bayram sürecin de sağlıklı beslenme kuralları göz önünde bulundurulmalıdır.

• Aşırı olmadığı sürece her besinin beslenme planında bulunabileceği bilinmelidir.

• Kurban bayramında sadece şeker tüketimi değil bunun yanında kırmızı et tüketimi de artmaktadır.

• Ateroskleroz (damar sertliği), kalp-damar hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, diyabet,  mide rahatsızlıkları, aşırı kilo sorunu olan bireylerin bu süreçte beslenmelerine daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir.

• Normal bayramlardan farklı olarak, pandemi süreci sebebiyle, bu bayram misafir ağırlamanın azalması ile  sağlıklı beslenmek daha kolay olacaktır.

• Bayramda etin kesim anından itibaren; işleme, pişirme ve saklama kısımlarına kadar her aşamasına dikkat edilmelidir.

• Öncelikle kurbanın veteriner kontrolünden geçmesi ve hijyenik şartlara uygun kesim yapılması gerekmektedir. 

• Zararlı mikroorganizmaların ürememesi için; et, işlem sürecinde çok fazla sıcak ortamda bulundurulmamalıdır.

• Aynı zamanda etin ilk sertliğinin geçmesi adına 24 saat ±4 °C’de dinlendirildikten sonra tüketilmelidir.

• Geriye kalan etler tek seferde kullanılacak porsiyonlar halinde paketlenmeli ve dondurulmalıdır. Derin dondurucudaki etler -18°C’de 3-12 ay saklanabilir. 

• Ayrıca etler kıyma ya da kuşbaşı yerine büyük parçalar halinde dondurulduğunda daha uzun süre saklanabilmektedir.

• Çözdürme işlemi uygularken et dış ortamda bırakılmamalıdır. Bir gece önceden buzdolabının 0-4°C’lik kısmına konulmalı ve burada çözülmesi beklenmelidir. Böylece mikroorganizma üremesi engellenmiş olacaktır.

• Lakin çözdürülen et, bir daha asla dondurulmamalıdır.

• İlk olarak eti pişirirken kızartma ve kavurma yöntemlerinden vazgeçerek; haşlama, buğulama ve ızgara tercih edilmelidir.

• Et tüketimi öğle yemeğinde yapılmalıdır. Akşam yemeğinde ise; çorba, sebze yemeği ya da kurubaklagiller gibi hafif besinler tercih edilmelidir. Kahvaltı atlanmamalıdır. 

• Etin yanında bol yeşillikli salata mutlaka tüketilmelidir. Böylece hem posa alımı sağlanmış olacaktır hem de C vitamini sayesinde demir biyoyararlanımı artacaktır.

• Şekerli ve asitli içecekler yerine ayran, cacık ya da sade soda tüketilmelidir.

• Kurban Bayramı’nın klasikleşen yemeği kavurma pişirilirken; içine ekstra tereyağı ya da kuyruk yağı eklenmeyerek kendi suyu ile pişmesi sağlanmalıdır. 

• Mangal yapılırken et ile kömür arasında en az 15 cm mesafe olmalıdır. Et yağlarından tamamen ayrılmalıdır. Çünkü eriyip ateşe damlayan yağlar duman oluşturarak kansorejen maddelerin ete ulaşmasına neden olmaktadır.

• Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar ya da meyve tercih edilmelidir. Baklava günde 1-2 adet ile sınırlandırılmalıdır.

• Pirinç pilavı, makarna yerine bulgur pilavı, zeytinyağlı sebze yemekleri ve salatalar ile öğünler planlanmalıdır.

• Artan çay ve kahve tüketimine dikkat edilmelidir. Yüksek kafein alımı; çarpıntı, uykusuzluk, halsizlik gibi sorunların oluşmasına sebep olmaktadır.

• Günlük su tüketimi ihmal edilmemelidir. Günlük su ihtiyacı, kilogram başına 30-35 ml ile hesaplanmaktadır.

 

 Bu ufak önerilere dikkat ettiğimiz sağlıklı, huzurlu ve sosyal mesafeli bir bayram dileği ile…

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu