Terapide Müdahale Teknikleri: İlk Yardım Çantası

1-İLETİŞİM

İletişim başlı başına ilişkinin dinamiğini oluşturan tekniklerden birisidir. Çiftler arasındaki birçok kavga birbirinin dilini anlamamaktan başlar. Partnerler, karşılıklı empati kurmak yerine birbirlerini dinlemeden kendi söylediklerine odaklanıp “ben dilini” kullanmaya yatkındırlar. Partnerler arasındaki problemlere örnek olarak; söz kesmeler, yanlış bilişsel yorumlamalar, gündelik olayları laf sokma olarak algılama, amaçsız iletişimler, yüksek tonajdan konuşmalar vb. çoğaltılabilir. İletişimde kısa ve öz konuşmak, dakikalarca aynı durumu tekrarlayıp takılı kalmaktan mühimdir. Örneğin; takılı kalma sürecine çözüm olarak sürekli eskiyi konuşarak kayınvalidesinin kendisine yaptıklarından bahseden kadın partnere, eskiyi konuşmak hakkında bir ödev verilebilir. Yahut seans içerisinde kadın partnerin konuşurken birikmiş duygularını fark etmesi sağlanabilir. Kendi algılarını araya katarak eşine saldırırcasına söylemlerde bulunması ilişki dinamiği için tehlikelidir. Eteklerindeki taşları seans esnasında dökmeleri sağlanarak bu durumların yönetilmesi seansta terapist tarafından gerçekleştirilir. Terapistin olaylara bakış açısı, danışanlara da farkındalık kazandırır. Bu durumda danışanlarında sosyal hayatlarında seanstaki görüşmelerden öğrendikleri yaklaşımlar ev ödevi olarak verilebilir. Bir sonraki seansta verilen ödev hakkında konuşulup nasıl yapıldığı veya yapılamadığı ele alınabilir. Çiftlerin birbirlerini manipüle etmek yerine ikna kabiliyetleri geliştirilir. İlişkide sürekli baskın olmaya çalışan taraf hem kendisini hem de partnerini tüketmektedir. Baskın olmaktan ziyade uzlaşma ön planda olmalıdır. Bu gereklilik çiftlere farkındalık olarak yansımalıdır.

2-HİKAYELER, KARAKTERİZE ETME, FIKRALAR

Hikayeler seans sırasında anlaşılmayan durumları ele almak açısından farklı bir perspektiftir. Olumlu durumlara ön hazırlıktır. Seanslarda zamanı verimli kullanmak adına da faydalı bir tekniktir. Terapinin, terapistin, gelen danışanların olay örgüsüne göre öykülerin kategorize edilme şeklinde değişiklikler oluşur. Öyküler, problemlere kuş bakışı bakmaya olanak tanır. Olay örgüsüne takılı kalan çiftlerin objektifliğini kaybetmesi olasıdır. Verilen mesajlarda aracı görevi gören öyküler, terapistten gelmediği için danışanlar tarafından kabul edilme durumu da kolaylıkla olur.

Terapistin dediklerine karşı sürekli savunmaya geçen inatçı bir danışanda hikayelerin kullanılması danışanın savunma mekanizmalarını da regüle eder. Çünkü savunmaya geçecek reel bir kişi o an için yoktur. Hikayeler, danışanların olay örgüsündeki karakterlerine uygun olarak seçilmelidir. Böylelikle danışanlar regrese olarak çocukluk çağında yaşadıklarına giderek farkındalık kazanabilir. Çatışmalı geçen ilişkilerin kendi içeriği gergin olduğu için hafifletilmesi adına fıkralardan (örneğin nasrettin hoca) yararlanılabilir. Gerginliği azaltarak terapilerde es oluşturmak adına da hoş bir yöntemdir. Dumanlı bulutları bertaraf ederek kısa sürede olsa güneş açtırır fıkralar. Öykülerin kültürler arası ve geleceğe yönelik de işlevleri vardır. Öyküler, yeniden yapılandırma adına karakterize edilerek seanslarda canlandırılabilir. Danışanlara büyük farkındalıklar kazandırması olasıdır. Seanslarda TAT, Rorschach vb. projektif testler uygulanarak danışanların çağrışım düzeylerini açığa vurmaları sağlanır ve seansta bunun hakkında konuşulur. Bunlara ek olarak cümle tamamlama tekniği kullanılarak danışanların hayal dünyalarına boşluk açılır. Alternatifler üretmek, danışanlara cesaret verecektir.

3-FOTOĞRAFLAR

Fotoğraflar, seanslarda benim de terapist olarak başvurduğum yöntemlerden birisidir. Olumlu yönde faydasını sıkça gördüğümü de söyleyebilirim. Bireysel terapi, çift ve aile terapisi olmak üzere birçok farklı terapide kullanılabilir. Danışanın fotoğraf seçimindeki önemi anlamak gerekir. Aile terapisine gelen danışanların getirdiği fotoğraf, onların aile içindeki yerlerini anlamak açısından da kıymetlidir. Oradaki duyguları anlamak, aile içindeki konumu fark etmek, fotoğraflardaki yakınlığın kimler arasında olduğunu gözlemlemek terapi açısından birçok getiri sağlar. Fotoğraflar yorumlanırken içeriğe dikkat edilerek yorumlanmalıdır. Terapistin kendi yorumu, danışanın hiç aklına gelmeyen bir yerde boşluk açarak terapiste karşı transferans geliştirmesine sebep olabilir. Ya da tam tersi terapist karşı transferans geliştirebilir. Fotoğraflar, beyindeki görsel hafızayı da harekete geçirdiği için hatırlanması zor anları, travmaları, duyguları… harekete geçirmekte ilk yardım çantasında olması gereken değerli tekniklerdendir. Aile yapısı, ailedeki roller, sınırlar, ilişkiler fotoğraflarda netlik kazanır. Danışanların içgörü geliştirmesi de kolaylaşır. Fotoğrafların ne sıklıkla çekildiği de bireyi, çifti, aileyi tanımak açısından önem taşır.

4-DEĞERLER LİSTESİ

Değerler listesi, çiftlerin hayattaki planlarını anlamak açısından değerlidir. Çift terapisine gelen danışanlara: “Hayatta kendiniz ve eşiniz için önemli olan on tane değeri yazın.” denilerek seans içerisinde planlama yapılabilir. Ödev olarak da verilip sonraki seansta konuşulabilir. Değerler listesi oluşturma, çiftlerin benzerlik ve farklılıklarını anlamalarına da bakış kazandırır. Evlilik yolunda ilerleyen danışmanlığa gelen çifte uygulanan değerler listesi, çiftin nasıl bir yol izleyeceği konusunda çiftlere yön olur. Danışanların konu üzerinden düşünmeleri biraz zaman alabilir. Listeyi oluşturmadan evvel yaşam üzerinde önem arz eden kavramlar üzerinde konuşmakta fayda vardır. İçgörü kazandırmak ve farkındalığı artırmak açısında güzel bir yöntemdir. Benzerliklere odaklanarak farklılıkları da göz ardı etmeyerek ilerlemek gerekir.

5-ÖDEVLENDİRME YAPMAK

Ödev vermek birçok tekniğin içerisinde olsa da daha çok bilişsel davranışçı terapinin içerisinde bulunan ana kavramlardan birisidir. Terapide ödevlerin temel amaçları vardır: Ödevler, değişiklik sağlamaya katkı yapar. Terapist ve danışan arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirir. Danışanların terapiyi belirli dakikalar içerisine hapsetmek yerine bütün hayata genellemesini sağlar. Bireylerin kendilerine karşı güven ve cesaret duygularını perçinler. İzlenilen yol hakkında bilgiler kazandırır. Seans içerisinde hali hazırda var olan durumları değiştirmek isteyen danışana yardımcı olur. Odak noktayı değiştirebilmeyi geliştirir. Seans sonrasında verilen ödevlerde belirli temel prensipler vardır. Danışanları motive etmek gerekir. Motiveyi devam ettirmek için de yapılabilecekler ile başlanmalıdır. Danışanlara ağır gelen ödevleri vermek, terapinin gidişatını da negatif anlamda etkiler. Danışanın terapiye bakışı zedelenebilir.

Ödevler bireylerin gereksinimlerine uygun olmalıdır. Çift olarak ev içindeki problemlerden dolayı gelen danışanlara, ev içindeki işlerde sorumluluk üstlenmek adına ödev verilmelidir. Örneğin kadın partnerine bütün işi bırakan erkek partnere, bulaşıkları toplayan kadına masayı toplayarak yardım etmeye başlaması gibi bir ödev verilebilir. Direkt olarak ev süpürme ödevi verilmesi, erkek partnere ağır geleceğinden alıştırmaların öz ve spesifikliği önem teşkil eder. Pratiklerin açık ve net olması gerekir. Seans sonrasında verilen pratikler, sonraki seanslarda gözden geçirilmelidir.

Ödev harici farkındalık için ise danışanların kendileriyle aynı konumda olan çiftleri gözlemleyerek onların nasıl sorunların üstesinden geldiğine bakılması istenebilir. İstekler listesi hazırlanabilir. Eğer ki kendi başlarına çözüm geliştiremiyorlarsa danışanların yaşadıklarını dondurarak terapiye getirmesi istenebilir. Terapilerde her şeyden önce değişimi gerçekleştirecek olanın danışan olduğu fark ettirilmeli, terapistinde bu yolculukta ona ön ayak olacağı hatırlatılarak öz farkındalık kazandırılmalıdır. İlk yardım teknikleri, biz terapistlere problemlerde birçok olanak sağlamaktadır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu