Çölyak hastalığı genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde başlıca buğdaydaki gluten ve arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardaki gluten benzeri diğer proteinlere karşı kalıcı intolerans olarak gelişen ince bağırsak hastalığıdır.
Çocuklarda hastalığın ilk belirtileri anne sütü veya diğer sütlerle birlikte buğdaylı, yulaflı, çavdarlı ek besinlere başlanmasıyla oluşur. Çölyak hastalığının belirtileri; yaşa göre kiloda düşüklük, boyda yaşa göre kısalık, büyüme geriliği, öne doğru çıkıntılı karın, sertleşmiş kaslar, çomak parmak, miktar olarak fazla, sık ve kötü kokan gaita, iştahsızlık, kusma, kronik ishal/yağlı dışkı, tekrarlayan karın ağrısı ve konstipasyondur.
Çölyak hastalığının komplikasyonları olarak; anemi, kemik ve kalsiyum metabolizması bozuklukları, karaciğer hastalıkları, tip 1 diyabet ve laktoz intoleransı sayılabilir.
Günümüzde çölyak hastalığının tek tedavisi glutensiz diyet uygulamasıdır. Katı glutensiz diyet uygulaması; günlük gluten alımının 20 mg’dan daha az (1 ince dilim ekmeğin %1’i) olmasıdır. Ancak her çölyaklının alt limitlerde de olsa tolere edebileceği bir gluten vardır. Günde 10 mg gluten tüm çölyaklılar için güvenlidir ve bağırsaklarda anlamlı bir hasar oluşturmamaktadır.
Çölyaklı hastalar yumurta, peynir, kurubaklagil, sebze ve meyveyi rahatlıkla tüketebilir. Tahıllardan pirinç, pirinç unu ve nişastayla yapılmış yiyecekleri, mısır unu ile yapılmış ekmeği, özel glutensiz damin un ile yapılmış ekmek ve yiyecekleri tercih etmelidir. Buğday, yulaf, arpa ve çavdar unu ile yapılmış her türlü yiyecekten, bulgur, makarna, şehriye, erişte, kuskus, bisküvi, simit, dondurma külahı, tarhana, yarma, irmik, kraker, börek, pasta ve çörekten kesinlikle uzak durmalıdır. Yağlardan tereyağ, margarin ve az miktarda bitkisel yağlardan tüketebilir ancak kaymak, krema, fındık, fıstık, badem cevizden uzak durmalıdır.
Çölyak hastalığında uygulanan beslenme tedavisi yaşam boyu devam etmelidir. Glutensiz diyet katı olmalıdır. Çok küçük miktarlarda alınan gluten, belirtilerin devam etmesine neden olabilir. Diyetin; enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral dengesi kişinin malnütrisyon durumu göz önüne alınarak sağlanmalıdır. Yağ sınırlaması getirilen kişilerde orta zincirli yağ asitlerini (MCT) kullanmak gerekir. Büyük çocuklarda sindirimi zor olması nedeniyle kırmızı, yeşil lahana, kurubaklagiller, soğan, taze çekirdekli meyveler bir süre verilmemelidir.
Glutensiz diyetin posa içeriğinin düşük olması konstipasyona (kabızlık) yol açabilir. Bu durumda diyette posa kaynakları artırılmalı ve yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır. Diyare durumunda ise sıvı elektrolit desteği sağlanmalı ve basit şeker kaynaklarında sınırlandırma yapılmalıdır.
Çölyak hastaları, glutenin çapraz kontaminasyonu açısından riskli bir gruptur. Çapraz bulaşmada, gluten besinlere yaygın olarak, ortak mutfak eşyaları kullanıldığında ya da glutenli ürünlerle ortak pişirme / depolama ortamı olduğunda temas edebilir. Bu neden bu alanlarda kullanılan ekmek tahtası, tost makinesi, bıçak, kaşık gibi araç gereçler, aynı ızgara ve fırın kullanılmamalıdır.