Oyun Terapisi – DiyetisyentavsiyeleriCOM

İyi bir nesli sağlıklı yetiştirmek istiyorsak sistemin ilk basamağında çocuklarla kurduğumuz ilişkiler ve onlara öğrettiğimiz öğretiler olmalıdır. Özellikle erken yaş deneyimlerinin ego oluşumu, kendine karşı inançları, dünyayı algılama biçimleri ve çeşitli normlar üzerinde etkisi olduğunu biliyoruz. Bu dönemlerin gelişimsel özellikleri sebebiylede maruz kalınan durumların dışa vurumunda veya atlatma sürecinde işlevsel yolları bulmak çocuklar için zor olabilmektedir. Bu sürecin daha az hasarla ve sağlıklı öğrenmelerle ilerleyebilmesi için oyunun yeri çocuk için hayati ve önemlidir. Çocuklar kendilerini sözel olarak ifade etmekte zorlanabilirler. Bunun sebebi aslında yaşadıkları duygu veya durumun adının ne olduğu ve neden ortaya çıktığını henüz kendilerinin de bilmiyor olmasının payı vardır.Bu gibi durumlarda iletişim aracı olarak oyunlar ve oyuncaklar kullanılabilir. Kullanılacak oyun terapisi ekolüne göre seans planlamaları veya uygulamalar değişiklik göstermektedir.

a.Oyunun Rolü ve Önemi

Oyunun zaman içerisinde birçok farklı tanımı yapılmıştır. Çocuklar için en temel ihtiyaçlardan biri olan oyun, kişilik gelişimleri içinde önemli bir role sahiptir. Oyun aslında çocukların özgürce kendilerini ifade edebildikleri bir alan olmasının yanı sıra gelişimsel olarak da bazı katkılara sahiptir. Çocukların hem duygusal olarak beslendiği, soyut işlemleme süreçlerini geliştirdiği hemde keyifli vakit geçirerek birçok öğrenmeyi yaşadığı bir alandır. Çocuklar oyunun dili aracılığıyla kendilerini ifade ederken günlük yaşantılarının gerginliğini de atabildikleri bir uğraşı edinmiş olurlar.

Oyun alanları çocukların sadece keyifli vakit geçirdikleri bir yer olmanın ötesinde, kendilerini ifade etme alanları olmaktadır. Çoğu çocuk yaşadığı zor deneyimlerin stresinden arınmak içinde bu durumları sıklıkla oyunlarına ve resimlerine yansıtır ve o duruma karşı güç kazanmaya çalışır. Sadece zor durumlara karşı da değil fark ettiği birçok duygu ve deneyimlerini oyunlar üzerinden ifade ederler. Oyunlar temasına göre çocuğun arzu ettiği ve ihtiyacı olan birçok ihtiyacının karşılanmasına da sebep olur. Takdir edilme, güç kazanmak, olumsuz duygunun boşaltılması, onay ihtiyacı vb. ihtiyaç ve taleplerini karşılar ve duygusal büyüme yaşarlar. Çevrelerinde gördükleri modelleri oyunlaştırarak yeni öğrenme alanları oluştururlar. Roller, kavramlar ve bunları nasıl algıladıklarını yine çocukların oyunları üzerinden görebiliriz. Birçok oyun fiziksel hareketlilik gerektirdiği için çocukların ince ve kalın motor gelişimleri üzerinde de katkısı büyüktür.

Oyunların çocukların hayatındaki destekleyici ve geliştirici etkilerinin yanı sıra terapi odalarının içinde terapötik bir işleve de sahiptir. Oyun terapilerinin farklı türleri olsada özünde tüm yaklaşımlar çocuğun çevresini ve sorunlarını algılama biçimini görmek, takılma yaşadığı alanlara müdahale edebilmek ve güçlendirmek mottosunda şekillenir. Oyun terapileri yönlendirilmiş ve yönlendirilmemiş oyun terapileri olarak iki gruba ayrılır. Örneğin; Deneyimsel Oyun Terapisi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Geştalt Oyun Terapisi ve Filial Terapi bunlardan birkaçıdır. Temel fark terapistin veya oyun terapisini yönlendirecek kişinin tutumu ve dili ile alakalıdır.

b.Bir Terapi Yaklaşımı Olarak “Oyunlar”

Nasıl ki yetişkinler terapi odasında gündelik hayatlarında yaşadıkları olayları, düşüncelerini veya duygularını aktarma imkanı buluyorsa, çocuklarda aynı sebep ve ihtiyaçlardan dolayı odadaki nesneleri seçer ve onlar aracılığı ile kendini ifade etme fırsatı bulur. Böylece terapist çocuğun yaşadığı zorluğu ve duygularını anlamaya başlar. Oyun odasında kurulan oyunlar hem çocuğun yaşadığı problemi anlamak konusunda yardımcı olurken hemde ebeveyn tutumları hakkında da fikir sahibi olunmasını sağlar. Oyunların anlaşılması ve terapötik müdahaleler uzmanlık gerektirir. Bu nedenle bu alanda eğitim almış ruh sağlığı uzmanları ile çalışmak daha işlevsel olacaktır.

Oyun terapisinin işlevselliği ile ilgili birçok içeriğe rastlamak mümkün olmakla beraber temel çalışma alanları başlıca; çeşitli kaygı problemleri, çocukluk depresyonu, enürezis-enkoprezis, özgüven eksikliği, sebebi olmayan fiziksel ağrı ve belirtiler, travmalar, korkular, okula uyum problemleri, kardeş problemleri, boşanma, evlat edinme veya yeniden evlenme süresinde ortaya çıkan sorunlar, sınıra-kurallara karşı tepkisellik, çeşitli davranış problemleri, aşırı duygu dışa vurumu ve sosyal içe çekilme gibi alanlarda olum etkilerinin olduğuna dair  çalışmalar mevcuttur. Özellikle travma yaşayan çocukların kendileri ve dış dünya hakkında bazı “olumsuz inançları” oluşur. Bu durumda çocuğun hayat deneyimleri ve tercihleri üzerinde doğrudan bir etki oluşturabilir.Oyun terapisi eşliğinde travma çalışan çocukların negatif düşünceleri onarılır ve yeniden inşa edilebilir. Buda çocukların hayatı travmalarından arınmış bir halde deneyimlemelerine yardımcı olur. Yaşanılan terapötik deneyimin ardından çocuğunun kendi ile ilgili farkındalığının artması ve baş etme becerilerinin güçlenmesi gibi bazı kazanımları görmek de mümkündür. 

İyileşmenin en önemli bileşenlerinden biri de ebeveynleri sürece dahil ederek olmaktadır. Terapist bağlı olduğu terapi okulu çerçevesinde çocukla oyun alanında bir ilişki kuruyor olsada sonrasında çocuk ailesiyle beraber yaşantısına kaldığı yerden devam edecektir. Bu nedenle çocukla çalışıldığı kadar ebeveynlerinde sürece aktif katılımları önemlidir. Çocuklarla yapılan seans planlamalarına sıklıkla eşlik eden ebeveyn psikoeğitim seansları eklenir ve süreç beraber bir dönüşüm hali alır. Bazı oyun terapi ekollerinde ebeveynlere daha az zaman ayrılsada çocukla çalışan her uzman ev içi dinamiklerle de mutlaka çalışır. 

c.Ebeveynler ile Oynanan Oyunlar

Birçok oyun terapisinin temel öğretileri ve çerçevesi dışında çocuklarını daha iyi anlamak ve oyunlar aracılığı ile iletişim kurmak, onlara yardımcı olmak isteyen ebeveynler için bazı bilgileri paylaşmakta fayda var.

Birçok çocuk küçük yaşlarda kronik bir güçsüzlük hali hissedebilir. Bunun sebebi gelişimsel durumları sebebiyle kendileri için “doğru” ve “yanlışı” ayırt edememeleri sebebiyle yetişkinlerin kararları doğrultusunda ilerlemeleridir. Özellikle 2 yaş ile bu durum çocuklar tarafından daha fark edilebilir bir hale gelir ve bazı tepkiler ortaya çıkar. Bu tepkileri minimuma indirebilmek için çocuklarınızla oynadığınız oyunlarda gücün çocuklarda olduğu oyunları oynamak iyi gelecektir. Oyunun içinde çocuklara alan açmak onların kararlarına koşulsuz uymak, sizi yönlendirmesine izin vermek kaybettikleri güçlerini geri kazanmalarına yardımcı olabilir ve işbirliğine katkısını arttırabilmektedir.

Diğer yandan ebeveynler için en önemli konulardan biri çocuklarının özgüvenli bireyler olmasıdır. Bunu yaparken çocuklarımızla kurduğumuz iletişim dili çok önemlidir. Onun duygularını ve düşüncelerini ifade edebilmesi için alan açmak ve dinlemek gerekiyor. Bunu oyunlarınızlada destekleyebilmek için yaşına ve gelişim özelliklerini de göz önünde bulundurarak küçük görevler  vermek ve verdiğiniz görevlere yönelik kısa övgülerle onları desteklemek iyi gelecektir. Akranları ile bir arada olabilecekleri küçük rekabet ortamları yaratmak ve kazanıp-kaybetmek yerine sürece yönelik geribildirim vermek yine çocukların özgüvenini geliştirecektir.

Özellikle erken dönemlerde duygu farkındalıkları ve problem çözme becerileri zayıf oldukları için çocukların en çok zorlandığı durumlardan biri de yoğun duygularla karşı karşıya geldiklerinde uygun davranışı seçmekte zorlanmaları ve buna bağlı olarak davranış problemleri ortaya koymaları diyebiliriz. Bu durumu rahatlatmak adına duygu kartları ile oyunlar kurmak; bazen eşleştirme oyunları, bazen duygu ifade etmek ve söylenen duygunun resmini çizmek olabilir vb. Bu araçlarla önce duyguları öğrenmelerine ve anlamalarına yardımcı olmak sonrasında fark edilen durumu daha iyi yönetebilmek için çeşitli kutu oyunları kullanılabilir ve çocukların problem çözme becerileri de desteklenebilir. 

Tüm bu oyunların dışında her gün çocuğunuza sadece oyun için ayırdığınız en az 30 dk vaktiniz olması gerekiyor. Oyunların öneminden üstte yer alan kısımlarda uzunca bilgi verdik. Bunlara ek olarak çocuğunuz ile aranızdaki bağı iyileştirmek ve güçlendirmek istiyorsanız onunla oyun oynamayı ihmal etmemelisiniz. Yaşı ilerledikçe oyunların içerikleri değiştirilsede oyundan kopmamak önemlidir.

d. Çocuklar İçin Terapi Süreci 

Yetişkinler veya çocuklarla yapılan terapi seanslarının ortak noktası belli bir sürece dayanması ve belli ölçüde emek isteyen bir planlaması olmasıdır. Çocuklar temel ihtiyaçlarını ifade etmekte daha çok zorlanmaları sebebiyle bu emek isteyen sürecin görece biraz daha uzun süreceğini söyleyebiliriz. Özellikle çocuğun terapistine güven duyması ve bir bağ geliştirmesi de yetişkinlere göre daha fazla zaman alabilmektedir.

Terapi odasına getirilen problemler ne olursa olsun hiçbir zaman ilk hedef semptomları ortadan kaldırmak olmayacaktır. Her davranış bir ihtiyaçtan kaynaklı ortaya çıkmaktadır. Bu davranışın ortaya çıkmasında temel motivasyon veya ortaya çıkmasına sebep olan ihtiyaçları anlamak ve buna yönelik planlama yapmak uygun olacaktır.Bu süreç sıklıkla ev içi ebeveyn ödevlendirmeleri ile de devam edebilir. Amaç odada başlatılan akışın evde de devamlılığını sağlamaktır. Ortalama çalışma süresi belirtmek zor olsada, iyi bir ebeveyn ve çocuk ilişkisi kurulduğu takdirde pozitif sonuçlar alındığı görülmektedir. Seans içerikleri gizli tutmakla beraber terapist gözlem ve görüşleri hakkında ebeveynlere geri dönüş sağlamaktadır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu