Sürekli düşünmek bir hastalık olmasa da birçok ruhsal ve bedensel hastalığa aracılık yapabilmektedir. İşte size bazı danışanlarımızın başvuru örnekleri; “Sürekli düşünüyorum, beynim hiç susmuyor”, “geçmişle ilgili suçluluk ya da pişmanlık içeren düşüncelerim var”, “sürekli bir biçimde negatife odaklı düşünceler içindeyim”, ya da “gerçekleşme olasılığı çok düşük olsa da, endişe yaratan düşüncelerim var”. Düşünmek nasıl ve neden bu kadar ruh ve beden sağlığımızı etkileyebiliyor sorusunun en önemli cevabı, aslında düşüncelerin yaratım gücüne sahip olmalarıdır. Sadece spritüal, kuantum ya da manevi bir kavramdan söz etmiyorum, düşüncenin yaratma gücü artık hem fiziksel hem de psikolojik olarak açıklamaya çalışayım;
Sürekli olarak negatif şeyler düşündüğünüzde bu düşüncelerin yarattığı duygular, kişiyi belli davranış biçimlerine itiyor ve bu davranışlarda belli sonuç ya da yaratımlara neden oluyor. Örneğin kedi ile ilgili pozitif düşünceniz çoksa, bir gün kedi sahibi oluyorsunuz. Öfkelenmenin kötü ve tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız, fazla sakin olmanın yarattığı negatif sonuçlarla karşılaşıyorsunuz; örneğin öfkeyi kendinize döndürüp, suçluluk ve değersizlik duygularıyla, kendinizi enerjisiz bırakıp depresyon yaratıyorsunuz, sürekli aşağılanma, reddedilme ya da küçük düşmeye odaklı yaşıyorsanız, sosyal fobi yaratıyorsunuz. Sürekli kıtlığa odaklıysanız ve para dolu düşünceleriniz negatifse, maddi sorunlardan kurtulamıyorsunuz. Düşünceleri yatıştırmak için sigara içip aşırı ve gereksiz karbonhidratlı gıda tüketebiliyorsunuz. Aşırı düşünmeye beden bir gün isyan ediyor ve panik atakla dengeyi sağlayabiliyor.
Peki, gereksiz ve anlamsız düşünceleri durdurmak mümkün mü? Ya da negatif düşünceleri değiştirerek yaratımları istediğimiz gibi oluşturmak mümkün mü? İlk soruya cevabım, “kısmen mümkün” ama ikinci soruya cevabım evet. Yeterli konsantrasyon, “mış gibi yapmak” ve düzenli egzersizlerle 1-2 ayda zihni formatlamak ve pozitif yaratımlar oluşturmak, daha güvenli, daha enerjili, daha zengin, daha sakin olmak mümkün.
Çocuklukta bize yüklenmiş olan ve ihtiyaçlarımıza uygun olmayan, öneri, kalıp, şema ve yüklemelerden kurtulmak ve kutuplu kişilik yapısını bütünleştirmek bir anlamda düşünce bataklığını kurutmaya yardımcı olacaktır. Bu sayede hem yaşam kaliteniz artacak hemde panik atak, obsesyonlar, yaygın anksiyete bozukluğu, kıtlık bilinci ve benzeri bir çok alanda rahatlayabileceksiniz.
Düşünceyi durdurma konusunda ise öğrettiğimiz çeşitli teknik ve çalışmalarla (örneğin meditasyon, mindfulnes vb.) düşünce döngüsünü yavaşlatmak, kötü hissettiren düşüncelerle sürüklenmeyi engellemek ve iyi hissettiren düşüncelere odaklanmak mümkün hale gelmektedir.
Yazımı ünlü Psikiyatr Fritz Perls’in “düşünceleri kutsamayın, duyulara odaklanın” cümlesiyle bitiriyorum.
Sağlıklı güzel günler dilerim.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
