Zayıflamanın Kuralları Değişti
Gün geçtikçe dünya nüfusu yaşlanıyor ve şişmanlıyor. Her gün bu bahis ileilgili yeni araştırmalar yapılıyor.
- Şişmanlıkneden bu kadar sık görülmeye başlandı?
- Neden her geçen gün insanoğlu daha fazla genişliyor?
Şişmanladıkça birçok metabolik ve yapısal hastalık; başta şeker, tansiyon, kalp, kanserler, eklem hastalıkları,damar hastalıklarıortaya çıkıyor ve bu durum insanoğlununyaşamkalitesini çok makus etkiliyor. Şu anda bilim dünyası sanki nerede kusurlar yapılıyor diye araştırmalar yapıyor. Hakikaten birçok diyet miti tahminen deyaşam tarzıhaline getirildiği için bu mevzuda mutlak muvaffakiyet sağlanamıyor.
1) ESKİ DİYET KURALI:KALORİLERİ SAY
YENİ DİYET KURALI: PROTEİN, YAĞ VE KARBONHİDRATI SAY
Eskiden yiyeceklerin güç pahası bilinirseveona nazaran kişi günlük alması gereken kaloriyi hesaplayarak yerse,zayıflamakçok kolay diye düşünülüyordu. Bu bahis insanları evvel çok memnun etti. Zira şöyle düşünüldü, örneğin, günde 1200kalorialırsam zayıflarım ve ben fındığı çok seviyorum, o vakit beşerler 1200 kaloriye tekabul edecek fındığı hesapladılar ve öteki hiçbir şey yemeden yalnızca fındık yiyerek kilo verdiler. Bir diğeri baklavayı çok seviyordu yalnızca baklavanın kalorisini hesaplayarak baklava yedi ve kilo verdi. Lakin bu çeşit beslenme her ne kadar kilo verdiriyordu ise de bir süre sonra tek taraflı beslenmeye bağlı beslenme yetersizlikleri ortaya çıkmaya başladı. Beşerler saçlarının döküldüğünden, tırnaklarının kırıldığından, kalp çarpıntılarından yakınmaya başladılar.
Günümüzde tek taraflı beslenme asla önerilmiyor. İnsan bedeninin bütün besin kümelerine gereksinimi olduğu biliniyor. Bu nedenlekarbonhidrat, protein ve yağ besin gurupları hastaya öğretilerek günlük metabolizmasına nazaran ne kadar yiyeceği planlanıyor. Hasta bütün besin guruplarını yediği için bedende rastgele bir hastalığa neden olmuyor.
2) ESKİ DİYET KURALI: TATLANDIRICILAR KİLO VERMEYE YARDIMCIDIR.
YENİ DİYET KURALI: TATLANDIRICI İÇEREN YİYECEK VE İÇECEKLER KİLO ALMAYA NEDEN OLABİLİYOR.
Soframızda kullandığımız şekerin ne kadar yüksek kalorisi olduğunu öğrendiğimizde, biz bilim adamlarının gözleri fal taşı üzere açıldı ve günümüzde şişmanlığın bu kadar yaygınlaşmasının en büyük nedeni olarak, bu şekeri gördük. Lakin şeker hayatımızda o kadar büyük bir yer açmıştı ki , ondan vazgeçebilmek mümkün değildi. O vakit denildi ki, biz bu şekerden vazgeçelim ancak şeker yerine tadı şeker üzere olan lakin kalorisi, yani güç kıymeti hiç olmayan bir yiyecek olsun. Bu türlü bir yiyecek bulalım dendi ve bu hususta yapılan araştırmalarla birlikte tatlandırıcılar geliştirildi. Evet tadı şekere benziyordu ve güç pahası nerede ise sıfırdı. Böylece tatlandırıcılar ömrümüze girdi. Çocuk şuruplarından tutunda, keklerin, kurabiyelerin, birçok içeceğin içine girdi. Tatlandırıcı ile yapılmış bu çeşit yiyecek ve içecekler yıllarca rejim listelerinin baş tacı oldu.
Ancak son yıllarda yapılan birtakım araştırmalarda bu tatlandırıcıları çok fazla kullanmanın başta mesane tümörü olmak üzere birçokkanserşeklini artırdığı gösterildi. Yıllardır kilo vermeye katkısının çok fazla olduğu söylenilen bu tatlandırıcıların tam tersine kilo almaya neden olabileceği ile ilgili de kimi araştırma sonuçları yakınlarda yayınlandı. Tatlandırıcıların bağırsaklardaki glikoz sensörlerini uyardığı ve bedene giren şekerin daha fazla depo edilmesine neden olduğu düşünülüyor. Ayrıyeten tatlandırıcılar daha çabuk acıkmaya ve bir sonraki öğünde daha fazla yeme gereksinimine neden olabiliyor.
3)ESKİ DİYET KURALI: DİYETTE EKMEK YEMEYİN
YENİ DİYET KURALI: EKMEK EN GÜZEL TEMEL BESİN UNSURLARINDAN BİRİDİR.
Yıllardan beri birçok insan rejime başladığında, birinci yaptıkları şey ekmeği kesmek oluyordu. Yemeğin yanında ekmek yenmediğinde, beden güç kaynağı olarak daha çok ekmeğin içindeki glikozu kullandığı için ve bu eksik alındığı için karbonhidrat eksikliğini kişi, aşerme stilinde öteki karbonhidrat oranı yüksek yiyeceklere karşı, karşı koyulamaz bir yeme atağı geçirebiliyordu. Bir sefer bu türlü bir yeme atağı geçirdiği vakit işin ucunu bırakıyordu ve iki kat geri kilo alıyordu.
Artık en temel besin hususumuz olan ekmekten korkmuyoruz. Bilhassa pilav, makarna, börek, tatlılar üzere yiyecekler yerine, ana yemeğin yanına alınan bir-iki dilim ekmek hem kişiyi daha çok doyuruyor hem de bedenin temel yakıtından yoksun kalınmadığı için sonrasında yaşanılan yeme atakları daha az görülüyor. Ekmek pilav ve makarna ile kıyasladığında yağ içermediği için daha düşük bir kaloriye sahip. Ekmek yerken porsiyon denetimi yapmak daha kolay ve ekmek kişiyi daha uzun müddet tok tutuyor.
4)ESKİ DİYET KURALI: 6 ÖĞÜN YEMEK
YENİ DİYET KURALI: ACIKTIĞINDA YEMEK, MÜMKÜNSE GÜNDE 3 ÖĞÜN YEMEK
Az az sık sık yendiğinde, bedene daima şeker girişi olduğu için bu durum pankreastan sürekliinsülinsalınımına neden oluyor. İnsülin anabolizan yani yağ depolayıcı bir hormondur. İnsülinin bu formda yüksek olması kişinin daha çabuk acıkmasına neden oluyor. Yenilen yiyeceğin içindeki şeker daha çabuk yağ dokusuna depolanıyor. Tıpkı vakitte kişi metabolizmam çalışsın diye sık sık yemem gerekiyor kanısında olduğundan daha o öğünü yerken bir sonraki öğünün hayalini kuruyor ve ister istemez daha çok yemek düşünmeye başlıyor. Bu durumda kişinin iştahı açılıyor ve bir sonraki öğün daha çok yemeye başlıyor.
Oysa yemek fizyolojik bir gereksinimdir. Nasıl ki, uykumuz geldiğinde uyuyoruz, tuvalet gereksinimimiz geldiğinde tuvalete gidiyoruz, üşüdüğümüzde daha kalın giyiniyoruz, yemeyi de acıktığımızda yememiz gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken en değerli nokta, açlığı çok ertelememek. Şayet açlığımızı çok ertelersek bir sonraki öğün çok fazla yeriz. Son yapılan araştırmalarda günde üç öğün yemenin insan bedeni için daha uygun olduğu düşünülüyor.
Eski çağlarda elektrik olmadığı için insanın da kendini gün ışığına nazaran programladığını biliyoruz, sabahın birinci işikları ile güne başlanıyordu ve güneş battığında gün bitiyordu. Durum bu türlü olunca akşam yemeği saatleri uzamıyordu. Bedenin gece ve gündüz hormonları istikrarlı bir formda çalışıyordu. Birebir vakitte hareketlilik de olduğu için o devirlerde kilo sorunu ile karşılaşmıyorduk. O periyotlarda sabah yemekleri saat 9-10 üzere akşam yemekleri de 16-18 ortasında yeniyordu. Günümüzde ise uzun çalışma saatleri nedeni ile bu yeme tertibini oturtamaz isek, günde en fazla dört öğünle kendimizi sınırlamamız gerekiyor. Bilhassa de ikindi ve akşam yemeğinin yeri de değişebilir. Yani ikindiyi ana öğün üzere yapıp akşam yemeğini orta öğün kıvamında tutabilmek en uygun beslenme biçimi olabilecektir.
5)ESKİ DİYET KURALI: HAVUÇ, PATATES,MISIRYENMEZ,
YENİ DİYET KURALI: ŞEKER ORANI DÜŞÜRÜLEREK HAVUÇ, PATATES,MISIR YENEBİLİR
Eskiden şeker oranı yüksek yiyecekler diyetlerde asla önerilmezdi. Yıllarca beşerler havuca, patatese düşman oldular. Günlük hayatlarından bu yiyecekleri büsbütün çıkardılar. Meğer vitamin, mineral deposu olan bu yiyeceklerden çok korkmamak gerekiyor. Bir havuç nerede ise bir insanın bir günlük A vitamini gereksinimini karşılıyor.
Son yıllarda yapılan birçok çalışmada şeker oranı yüksek olan kimi besin gurupları proteinle birlikte tüketildiğinde kişiyi daha tok tutabileceği gösterildi. Patates, havuç, mısır üzere yiyecekler yoğurt yahut ayranla birlikte tüketildiğinde kan şekerini çok süratli yükseltip kişiyi daha çabuk acıktırmıyorlar. O nedenle glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler artık yoğurtla birlikte öneriliyor.
6)ESKİ DİYET KURALI: DİYETTEYKEN AZ YAĞLI YOĞURT, AZ YAĞLI SÜT, AZ YAĞLI PEYNİR YİYİN
YENİ DİYET KURALI: DOĞAL YAĞLARDAN DEĞİL, YAĞ EKLENEREK YAPILMIŞ YİYECEKLERDEN UZAK DURUN
Diyet denince evvelce insanların aklına çabucak markete gidilerek her türlü eserin az yağlı alınması düşünülürdü. Beşerler bilhassa sütü, yoğurdu ve peyniri az yağlı satın alırdı. Kendi hayatlarında bilmeden yedikleri kapalı yağı yüksek yiyecekleri farkında olmadan yemeye devam ederlerdi. Örneğin bir alışveriş merkezinde ızgara köfte ile light ayran içen beşerler görürdük. Köfte ızgara olduğu için az yağlı sanılır, halbuki kıymadan yapılan etler köfte,adana,döner üzere her ne kadar ızgara da yapılmış olsalar, içine genelde kuyruk yağı katılarak yapıldığı için yağ oranı çok yüksektir. Pastane poğaçası satın aldığınızda ununa yağ katıldığı için kalorisi çok yüksektir.O nedenle doğal olarak içeriğinde yağ olan süt, yoğurt üzere yiyecekleri light olarak değil, günlük olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor. Bununla birlikte insanların kendi elleri ile içine yağ ekledikleri yiyeceklere karşı dikkatli olmaları gerekiyor.
