Kahvaltı günün ilk öğünü olarak tanımlanan öğündür. Günümüzde yetişkinlerin işe yetişme telaşı, çocuk ve gençlerin okula yetişme telaşı tabi bir de uykuya düşkünlük ile günün en çok atlanan öğünü de diyebiliriz artık.
Kahvaltı deyip geçmeyin her yerde günün en önemli öğünü olarak belirtilen kahvaltı gece uyku halindeki uzun süre açlık sonrası yenen ilk öğündür. Kahvaltı güne harika bir başlangıç yaparken bizim özellikle düşen kan şekerimizi olması gereken seyirlere getirir, bu da enerji seviyemizin yükselmesini uyuşukluk halinden çıkmamızı sağlar.
Özellikle büyüme ve gelişme çağında olan çocuk ve adölesanlarda öğün atlamanın fizyolojik olarak olumsuz etkileri vardır. Bu yaş gruplarında da genelde en sık atlanan öğün sabah kahvaltısıdır. Kahvaltı öğününün atlanmasının fizyolojik etkisi ile birlikte oluşturduğu dikkat dağınıklığı, odaklanma problemleri çocuklarda ve adölesanlarda ayrıca akademik başarı üzerine de olumsuz olarak etki etmektedir.
Çocuklarda ve adölesanlarda sağlıklı beslenmenin kazanılabileceği en temel birim evlerinin yanında okuldur. Okullarda uygulanan beslenme programları ya da sağlıklı beslenme ile ilgili yapılabilecek eğitimler çocuklarda hem diyabet, kalp hastalıkları, onkolojik hastalıklar gibi hastalıklardan korur hem de çocuk ve adölesanların akademik başarılarını, bilişsel gelişimlerini, derslere katılımlarını olumlu yönde etkiler. Hafif derecede bulunan besin alımı yetersizlikleri bile öğrenme zorlukları ile sonuçlanabilir. Ayrıca yetersiz ve dengesiz beslenmenin büyüme geriliği ve mental gerilik üzerindeki etkisi yadsınamaz derecede yüksektir. Aşırı yüksek derecelerde besin alımı yetersizliklerinin ayrıca beslenme bozukluklarına neden olduğu için okula devam sürecini de olumsuz olarak etkilemektedir. Sağlıklı bir gelecek için mutlaka her okulda sağlıklı beslenme temellerini atacak bir diyetisyen bulunması gerekmektedir.
Şimdide kahvaltının çocuk ve adölesanlar üzerinde etkileri ile ilgili bazı çalışmalara bakalım;
Yapılan bir çalışmada hem ebeveynlerde hem de çocuklarda kahvaltının atlanmasının çocuklarda aşırı kilolu olma/obez olma riski arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu çalışma yaklaşık 10,5 yıl süren kapsamlı bir çalışmadır. 2002 yılında 1,5 yaşının altında olan çocukların 12 yaşına kadar takip edilmesi ile çalışma ilerlemiştir. Bu çalışmaya 43,663 çocuk dahil edilmiştir. Anneleri veya babaları kahvaltıyı atlayan çocukların, ebeveynleri her yaş grubu için düzenli kahvaltı yapan çocuklara göre kahvaltıyı atlama oranları çok yüksek olarak saptanmıştır. Her iki ebeveynde kahvaltıyı atladığında çocuklarının da kahvaltıyı atlama oranı %95 seviyelerine kadar yükseldiği saptanmıştır. Sonuç olarak ebeveynlerde ve çocuklarda kahvaltıyı atlamak arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Kahvaltıyı atlayan çocuklar, çocuklukta aşırı kilo / obezite riskini önemli ölçüde arttığı saptanmıştır.
Yapılan bir çalışmada Avustralyalı çocuklardan oluşan geniş bir kitlede kahvaltıyı atlamanın, çocuğun BKI’si ve annenin BKI’si arasındaki ilişkileri araştırılmıştır. Çalışmada 2-5 yaş arası çocuklara yer verilmiştir.4-5 yaşındaki kızların erkeklere kıyasla kahvaltıyı atlama olasılıkları 56.9 oranında daha yüksek olarak saptanmıştır. 2-3 yaşındaki ve 4-5 yaşındaki obez erkekler ve ayrıca 4-5 yaşındaki obez kızların kahvaltıyı atlama olasılığı daha yüksek olarak saptanmıştır. Anneleri fazla kilolu olan 2-3 yaşındaki erkeklerle ve anneleri obez olan 4-5 yaşındaki kızlarla kahvaltıyı atlamak pozitif olarak ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak kahvaltıyı atlamak çocuklarda ve annelerde daha yüksek VKİ ile ilişkili olarak bulunmuştur.
Yapılan bir çalışmada ilkokul çağlarında kahvaltıyı atlamanın sağlık ile ilgili ilişkili olduğu faktörler incelenmiştir. Çalışmaya 1943 ilkokul döneminde çocuk dahil edilmiştir. Sonuçlara bakacak olursak kahvaltıyı atlamanın ekran karşısında geçirilen süre, şekerli içecek tüketimi, düşük seviyelerde fiziksel aktivite, tek ebeveynlik, düşük aile eğitim seviyeleri ile ilgili olabileceği saptanmıştır. Kahvaltıyı atlayan çocuklarda genellikle abdominal yağlanma ve obezitenin yüksek derede olduğu saptanmıştır.
Oluşturulan bir meta analizde 2000-Şubat 2018 yılları arasında çocuklarda ve adölesanlarda kahvaltı öğününün atlanmasının obezite üzerine etkisi ile ilgili bir literatür taraması yapılmıştır. Toplam 16 çalışma bu meta analize dahil edilmiştir(14 kesitsel çalışma ve 2 kohort çalışması). Sonuç olarak kesitsel çalışmaların sonuçlarına bakarak kahvaltı öğününü atlayan çocuk ve adölesanlarda obezite riskinin düzenli kahvaltı yapan yaş gruplarından %43 daha fazla olduğu saptanmıştır. Kohort çalışmaları ile ilgili anlamlı bir sonuç elde edilememiştir.
Oluşturulan bir derlemede en sık atlanan öğün olarak düşünülen kahvaltının çocuklar ve adölesanlarda bilişsel performans üzerine etkisi incelenmiştir.43 makaleden toplanan toplam 45 çalışma dahil edilmiştir. Kahvaltı öğününün içerik ve tüketim zamanlarının dikkat, yürütme işlevi, hafıza gerektiren işler üzerine etkisi saptanmıştır. Kahvaltı etmeyen kişilerde bilişsel performansın daha düşük olacağı üzerine sonuç vermiştir. Burada minicik de bir detay vermem gerekirse aynı derlemede oruç durumunda atlanan kahvaltı da işlenmiştir. Bu durumun normal kahvaltı atlama durumu ile aynı sonucu vermediği ve akut veya kronik bir zarar durumu kanıtlanamamıştır.
Yapılan bir çalışmada 527 İspanyol adölesanın, kahvaltı etmesinin veya atlamasının, tüketilen kahvaltının sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi algılanan stres ve depresyon arasındaki ilişkileri incelemiştir. Sonuç olarak sabah kahvaltısını edenlerin ruh halleri, ebeveyn ilişkileri ve ev yaşamı kahvaltı etmeyenlere göre daha az stres içermektedir ve kalite oranı daha yüksek olarak saptanmıştır. Kahvaltı yapanlarda kahvaltı kalitesi analiz edildiğinde; kaliteli bir kahvaltı yapan ergenler, zayıf veya çok kalitesiz kahvaltı yapanlara göre daha düşük stres ve depresyon seviyeleri göstermiştir. Dahası, kahvaltıyı atlayanlar, zayıf veya çok kalitesiz bir kahvaltı yapan kahvaltı yapanlara göre daha düşük stres ve depresyon seviyeleri göstermiştir. Bu bulgular, kahvaltı yapıp yapmamaktan çok kaliteli bir kahvaltı yapmanın önemini göstermektedir.
Bu son çalışmadan da örnek alarak hangi tür kahvaltıyı çocuklarımıza verelim diye bakacak olursak önce bir çalışma inceleyelim ve sonra bazı alternatiflere bakalım;
Kahvaltının içeriğinin etkisi ilgili yapılan bir çalışmada çocuklara ve ergenlere protein veya karbonhidrattan zengin kahvaltı verilerek enerji harcaması, substrat oksidasyonu, iştah, kan şekeri üzerine etkileri gözlemlenmiştir. Bununla birlikte her 2 grubunda 4 saat sonraki öğlen yemeği seçimleri incelenmiştir. Proteini yüksek kahvaltı verilen çocuklarda enerji harcama, yağ oksidasyonu daha yüksek olarak saptanmış; karbonhidrattan yüksek kahvaltı verilen çocuklar ile karbonhidrat oksidasyonunda anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Proteinden zengin kahvaltı verilen çocuklarda tokluk seviyelerinin daha uzun sürdüğü ve kan şekeri ölçümlerinin daha dengeli ilerlediği ayrıca saha sağlıklı öğlen yemeği seçimleri yaptıkları saptanmıştır.
Kahvaltı örneklerimize bir göz atalım; haşlanmış yumurta, omlet, sebzeli omletler, yumurta salataları, menemen gibi kaliteli protein kaynakları peynirli tostlar ve sandviçlerin yanına eşlik edebilir böylece kaliteli protein kaynakları ile doğru tahıllardan enerji sağlamış oluruz. Yumurta ile çok arası olmayan çocuk ve adölesanlarda yumurta tadının daha az baskın olduğu peynirli yumurta, pankek veya krep gibi seçenekler değerlendirilebilir. Her kahvaltının olmazsa olmazı mevsim sebzeleridir; kimi zaman domates, salatalık, kimi zaman turp, havuç, kimi zamanda yeşillikler. Baş tacı içeceğimiz de süt diyebiliriz.
Tembellik edip 10 dakika daha uyumak için çocukların ve ergenlik dönemi gençlerimizin kahvaltılarını atlamayalım, unutmayın kahvaltı; sağlık, mutluluk ve başarıyı getirir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.